İskenderun’da bir türlü hayata geçiremediğimiz, kent bilincini geliştirmeye yönelik çalışmalarda hep sınıfta kalıyoruz demek çok doğru olur. İskenderun’un ve İskenderunlular’ın ortak menfaatleri konusunda kenetlenemiyoruz bile… Bırakın kenetlenmeyi, yapılan güzel şeyleri engellemeye de üstümüze yok. Bu nasıl bir zihniyetse…
Peki, ne yapıyoruz?
Yerinde bir soru.
Gerçekten de ne yapıyoruz?
Hadi birlikte düşünelim!
Şöyle bir gözünüzü kapatın.
Sadece birkaç saniye.
Ve…
Dürüstçe cevap verin!
İşte geldiğimiz nokta ortada.
Sahi, İskenderun nerede?
Elektrik sorunu.
Çevre yolu sorunu.
Trafik sorunu.
Turizm yatırımı sorunu.
Sorun…
Sorun…
Sorun…
Gelen vuruyor!
Giden vuruyor!
Sorunları çözen var mı?
Orada durun işte!!!
O bir tarafa çekiyor.
Öbürü bir tarafa.
Sen bir tarafa.
Çeken çekene…
İyice sünene kadar!!!
İskenderun’u kullanan çok!
Kimi sadece çıkarı peşinde.
Kimi de etiket!!!
İskenderun ne olacak?
İskenderunlu ne olacak?
Kimin umurunda ki!!!
Vur voleyi!
Doldur kasayı!
Geç dalganı!
Cukka sağlam oldu!
Hadi eyvallah!
Başka memlekete…
Meyveyi “Hammm” diye yutuyorlar!
Bize kalan mı?
Posası!!!
Yıllardır böyle yürüyor işler.
“Sen yaptın!”
“Hayır sen!”
“Önce kendine bak!”
“Yürü Allah’ını seversen!”
“Ben olmasam…”
Böylesine kısır döngü işte!!!
Biz, tartışaduralım…
Atı alan Üsküdar’ı geçiyor bile!!!
Düşünüyorum da…
Bir gariplik var!!!
Ama nerede?
Gözlerinizi açın ve cevabınızı verin.
Daha da geç olmadan!!!