Bugün haftanın ilk günü.
Her şey dilediğinizce olsun.
Köşemde ne yazacağımı düşünürken, sosyal medyada ‘Al Sana Sosyal Medya!’ başlığıyla okuduğum ve beni çok etkileyen bir yazıyı sizlerle paylaşmaya karar verdim. Okuyunca göreceksiniz ki; ‘SOSYAL MEDYA’ toplumu gerçekten de uyuşturuyor!
Bu anlamlı yazının yorumunu siz yapın!!!
“Eskiden kimse kimsenin doğum gününü bilmezdi.
Ancak…
Özel günlerini çok yakınların bilirdi.
Anne, baba, kardeş.
Evlenince hanım pasta kesmeye başladı.
İlk yıllarda çocuklar tebrik kartı yazardı.
Bir de sarılıp öperlerdi.
Daha sonraları çocuklar harçlıkları ile hediye almaya başladılar.
Şimdi hepsi iş güç sahibi oldu.
Beni yemeğe götürüyorlar.
Hayat devam ediyor.
Hayatımıza sosyal medya girdi.
Bir girdi.
Dibine kadar!
Sosyal medya çok vişne bir iş!
Daha doğrusu gazdan tayyare!
Adama gaz veriyor!!!
‘Bugün doğum günümü tebrik eden 400 kişiyi geçmiş.’
‘Yarın 500’ü bulur.’
Bu rakamları görünce insan kendini bir halt sanıyor!
Hava bin beş yüz.
Florida’dan Singapur’a kadar tebrikler yağıyor.
Zevkten dört köşe oluyorsun.
Amma…
Doğum gününde evde kimse yoksa.
Tek başınasın.
Beşyüz kişinin turşusunu kur!
Sana kahve yapan bile yok.
Tek başına git kendine çay demle.
Aynaya bakıp içersin.
Pasta kesen var mı?
Yok.
Sana sarılan var mı?
Yok.
Hediye veren var mı?
Yok.
Ama…
Tebrik eden beş yüz kişi!
Sosyal medya var, ama yok!
Ulan bunun nesi gerçek?
Evde kalp krizi geçirsen, hastaneye seni götürecek adam yok!
Ertesi gün hastaneye 500 mesaj gelir:
‘Geçmiş olsun!’
Ölüp gitsen…
Ertesi gün 500 mesaj gelir:
‘Işıklar içinde uyu!’
Ölmüşsün mesajı okuyan olmaz!
Hayatta çocuklarınızın size sarılıp öpmesi kadar sıcak bir şey yok.
Tabii ki onlar da kendi yoğunluklarından hatırlarsa!!!”