Ordu’da evinin önünde bıçaklanarak öldürülen Ceren Özdemir cinayetine tepki gösteren İskenderun Kadın Platformu Üyeleri, Türkiye’de kadıların ‘Ölmek istemiyoruz’ isyanına rağmen, Kasım ayında 39 kadının erkek şiddeti ile öldürüldüğüne dikkat çekti. Kadınların haklı çığlığını yetkililerin duymamasından dert yanan kadınlar, İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasını istedi.
İskenderun Kadın Platformu – Dönem Sözcüsü Makbule İflazi Kılıç, kadın dayanışmasının önemine dikkat çekerek, “Daha dün Eskişehir’de 23 defa savcılık şikayetine rağmen eski eşi tarafından katledilen Ayşe Tuba Arslan’ın ben ölünce mi sesimi duyacaksınız isyanı kulaklarımızdayken, Antakya’da Sibel Kaya boşanmak istediği eski eşi Hatay Açık cezaevinden firar ederek katliamı gerçekleştirdi, Adana’da sevgilisi tarafından ayrılmak istediği gerkekçesiyle öldürülen Leyla Boynukısa… Daha ne kadar öldürüleceğiz derken Ceren’in öldürülmesiyle sarsıldık. Daha 20 yaşında hayata umutla bakarken 14 yıl öncede Ordu’da bir çocuğu katleden ve yaralama suçları bulunan 1 Aralık’ta cezaevinden firar eden ve aranmakta olan hiç tanımadığı bir erkek tarafından kalbinden bıçaklanarak evinin önünde katledildi. Kadınlar, her gün İstanbul Sözleşmesi ve 6284 uygulanmadığı için, savcılar şiddet uygulayan erkekleri değil kadınların yaşam tarzlarını yargılamayı seçtiği için, mahkemeler erkekleri aklamanın sayısız yolunu bulduğu için, 15 yaşından küçük çocukların evlendirilmesinde beis görmeyen bir zihniyet altında, cinsel şiddete uğruyor, “başka karakola git”, “bu şikâyetten bir şey çıkmaz, sen en iyisi vazgeç”, “sığınakta yer yok” diyen kolluk kuvvetleri görevlerini yapmadıkları için yeterli sığınak ve danışma merkezi açmaya da bütçe ayrılmadığı Gündelik erkek şiddeti ile devletin tüm mekanizmalarının kurduğu suç ittifakı tarafından kadınlar, her gün, işte böyle öldürülüyor! Kadınların ölmek istemiyoruz çığlığını yetkililer bir an önce duysun. Biz kadınların isimlerinin ölümleriyle değil yaşamlarıyla, yaşadıkları şiddetle değil gerçekleştirdikleri hayalleriyle haber olduğu bir dünya için buradayız! Yaşam hakkımızın bu kadar gasbedildiği bir ortamda ilimizde kadına yönelik faaliyet yürüten Mor Dayanışma Derneği’nin çok komik gerekçelerle mühürlenmesi ve altından kalkılamıycak para cezası ile cezalandırılması yetkililerin niyetinin ne olduğunu açıkça göstermektedir. Bu kadınların katili yalnızca Ahmet, Mehmet değil yetkililerin sessizliğidir. Ve umudumuz birbirimizde. Umudumuz birlikteliğimizden aldığımız güçte, kadın dayanışmasında. Umudumuz her gün şiddetten uzak bir hayat için her bir nefesimizle verdiğimiz ortak mücadelede” dedi.