Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED), Girişim ve İş Dünyası Zirvesi’nin 22’ncisini, “Güçlü İşletmeler, Güçlü Ekonomi” temasıyla Medeniyetler Şehri Hatay’da gerçekleştirdi. Doğu Akdeniz Sanayi ve İş Dünyası Federasyonu’nun (DASİFED) ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) işbirliğiyle Birleşmiş Milletler (BM) Mukim Koordinatörü ve UNDP Mukim Temsilcisi Irena Vojáčková Sollorano, UNDP Ülke Direktörü Claudio Tomassi, Hatay Büyükşehir Beleidye Başkanı Lütfü Savaş ve Türkiye’nin önde gelen işadamlarının katılımıyla gerçekleşen zirvenin açılış konuşmasını TÜRKONFED Başkanı Orhan Turan, TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik ve DASİFED Başkanı Faruk Ekinci yaptı.
Bünyesindeki 29 federasyon ve 244 dernek ile Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütlerinden olan TÜRKONFED’in ev sahipliğindeki ‘Güçlü İşletmeler ve Güçlü Ekonomi’ ana teması ile gerçekleşen zirvede düşüncelerini paylaşan dernek ve federasyon başkanları, kent ve ülke ekonomisinin daha iyi seviyelere gelmesi için alınması gereken önlemleri ve çözüm önerilerini paylaştı.
“Ucuz ve bol parayla büyüme yok”
Hataylı İşadamı ve TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik, toplantıda yaptığı konuşmada, ekonominin düzelmesinin sabır, inat ve irade gerektirdiğini belirterek, “Gerek küresel gelişmeler, gerekse içeride ülkemize özgü koşullar nedeniyle finansman maliyetlerinin bir süre daha yüksek seyretmeye devam etmesi muhtemeldir. Genel olarak dünyada artık ucuz ve bol parayla büyüme dönemi sona erdi. Bugün, dünyada böyle bir rüzgar yok. Ancak biz, rüzgar yoksa küreklere yükleneceğiz” diye konuştu.
“Güçlü ekonominin olmazsa olmazı güçlü demokrasidir”
Türkiye’nin bu zorlu dönemin üstesinden gelmek için yapısal sorunlara odaklanması ve hiç vakit kaybetmeden bir reform takvimi oluşturması gerektiğini kaydeden Bilecik,”Ekonomide gürlediğiniz kadar yağmanız lazım. Zaman artık aksiyon zamanıdır. Verimlilik artışlarıyla büyümenin desteklenmesi ve yatırım ortamının iyileştirilmesi için işgücü, vergi, eğitim, inovasyon ve dijitalleşme alanlarında kendimizi geliştirmeliyiz. Türkiye ekonomisinin dijital çağın şartlarına uygun teknolojiye, rekabet gücü yüksek sanayi ve hizmetler sektörüne ve modern bir tarım sektörüne ihtiyacı var. Ekonomimizi ayağa kaldırmak için sorunlarımızı kabul edip çaresine bakmalıyız. Kalkınmayı esas alan bir perspektifle serbest piyasa ilkelerinden taviz vermeden, ekonomimizi yeniden ayağa kaldırmamız gerekiyor. Bunun yolu en başta şeffaf, uzlaşmacı, adil ve demokratik bir toplum olmaktır. Güçlü bir ekonominin olmazsa olmazı, güçlü bir demokrasidir. Ekonomik reformlarla eşzamanlı olarak demokratik açılımlar, ifade ve basın özgürlüğünün sağlanması ve özgürlük alanlarının genişletilmesi bu nedenle önemlidir” ifadelerini kullandı.
Dünyada küreselleşmenin iyi yönetilememesinden kaynaklanan bir siyasi kriz ve beraberinde toplumlarda artan bir kutuplaşma yaşandığına işaret eden Bilecik, “Biz, dünyada yaşanan küresel kriz dönemlerinin getirdiği tıkanıklıkları, kendi yaşadığımız tıkanıklıklar için bir mazeret olarak görmüyoruz. Çünkü mazeret, yetersizliğin itirafıdır. Bir şeyi gerçekten yapmak isteyen bir yol, istemeyen ise mazeret bulur. Demokrasi, hukuk devleti, kurallara dayalı piyasa ekonomisi ve sosyal kalkınma hedeflerinin başarılabilmesi ve ekonomimizde son dönemde yaşanan sorunların çözümü için Batı ve AB ile ilişkilerimize daha fazla özen göstermemiz gerekiyor. Kısaca Türkiye, yüzünü batıya dönmelidir” şeklinde konuştu.
“Hatay, son 7 yılda çok yara aldı”
Programın kapanış konuşmasını yapan Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, iş dünyasının değerli temsilcilerini ağırlamaktan mutluluk duyduğunu belirterek, “ Günümüzün yüzde 60’ını biz huzur için harcıyoruz. Çünkü biliyoruz ki; Ortadoğu’da kan ve gözyaşının gölgesinde savaşı konuşuyoruz. Hatay özel bir il. Gökkuşağı gibi çok renkliyiz ama hepimizin yüreği Türkiye için atıyor. Türk Bayrağı’nın altında mutlu ve huzurluyuz. Savaş öncesi Hatay ekonomide Türkiye’de 7’nci sıradayken, geldimiz noktada ekonomide 13’ncü sıraya düştük. Bu süreçte çok yara aldık. Ama çok şükür birliğimizi, bütünlüğümüzü ve beraberliğimizi bozmadık. Hatay’a gelen misafirlerimiz her 3 kişiden birinin Suriyeli olduğunu görüyor. Allah kimseyi vatansız bırakmasın. Suriye’de biran önce huzur olsun ve buradaki misafirlerimiz ülkelerine geri dönsünler. Hatay, Türkiye’ye ilhak edilmesinden onur duyan bir şehirdir. Ekonomik göstergeleri daha iyi biliyorsunuz. Ama bizde çeşitli çalışmalar yapıyoruz. Hatay’da 2012’de 7 bin 236 dolar olan kişi başı gelir 2016’da 5 bin 721 dolara düştü. Yaklaşık 4 yıl içerisinde kişi başı 1515 dolar kaybımız var. Bir yıl içerisinde 7 fabrikamız buradan 5. derece teşvik bölgelerine taşındı. Hatay’ın özellikle 500 bin civarındaki Suriyeliye gösterdiğimiz çabayı Ankara’daki devlet büyüklerimizden de Hatay’a desteklemesini beklemek en büyük hakkımız. Hatay olarak Ankara’ya baktığımız güzel bakışın karşılığını, Ankara’dan bekliyoruz. EXPO’ya başta Sayın Bilecik olmak üzere bütün iş dünyasının desteğini bekliyoruz. EXPO sadece Hatay’a değil, bütün Ortadoğu’daki barışa hizmet edecek. Çünkü EXPO, barışı, kardeşliği, huzuru arttıracak en büyük adımlardan biri olacak. Bizi onurlandıran Türkonfed Başkanımıza ve Tüsiad Başkanımıza çok teşekkür ediyoruz. Ne iyi ettiniz de geldiniz” dedi.