Türkiye, bu marşla coşuyor.
Gurur.
Aşk.
Sevgi.
Minnet.
Kahramanlık.
Milli mücadele.
Ve…
O, yüreklerimize kazınan bir çift mavi göz.
Nasıl da anlamlı.
Nasıl da duygulu.
“İzmir’in dağlarında çiçekler açar”
Başladı mı gerisi geliyor.
Türk Bayrakları göklerde.
Mustafa Kemal Atatürk her yerde.
Böylesine güzel, böylesine yüreklere kazınmış.
“İzmir’in dağlarında çiçekler açar
Altın güneş orda sırmalar saçar
Bozulmuş düşmanlar yel gibi kaçar
Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa
Adın yazılacak mücevher taşa
İzmir’in dağlarında oturdum kaldım
Şehit olanları deftere yazdım
Öksüz yavruları bağrıma bastım
Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa
Adın yazılacak mücevher taşa.”
Dün gece de haykırdık.
Gururla söyledik.
Salon öyle bir inledi ki…
Hatay Valiliği’nin ‘Cumhuriyet Balosu’ndayız.
Organizasyon mükemmel.
Protokol.
Politikacılar.
Sivil Toplum Kuruluşlarının temsilcileri.
Basın mensupları.
Cumhuriyet’e yakışan bir tablo vardı.
Hatay Valisi Erdal Ata ve zarif eşi tüm konukları kapıda karşılarken, bir anlamda da veda etti diyebiliriz. Valiler kararnamesiyle Mülkiye Başmüfettişliğine atanan Vali Ata, tam bir devlet adamı olduğunu görevi süresince ortaya koydu ve gönüllerde taht kurdu.
Yani…
Hatay’da herkesin valisi oldu.
Ucuz siyasetçilerin değil!!!
Cumhuriyet Balosu’nda da bunu bir kez daha gördük.
Sade bir konuşma yaptı.
Tüm Hataylılar’a veda mesajı verdi.
Pasta kesildi.
Onuncu Yıl Marşı okundu.
Ve…
Ardından İzmir Marşı çalındığında bütün salon coştu.
Tam bir bayrak şöleni yaşandı.
‘Cumhuriyet’ kutlamasına tam yakıştı.
Gördük ki…
İzmir Marşı, ‘destan’ demektir.
İzmir Marşı, ‘Mustafa Kemal’ demektir.
İzmir Marşı, ‘TÜRKİYE’ demektir.
Yolun açık olsun güzel adam.
Yolun açık olsun Cumhuriyetin Valisi.
İzmir Marşı’yla uğurlanmayı fazlasıyla hak ettin.