İskenderunlu şef Şemse Gökalp, 6 Şubat depremlerinin ardından enkazdan çıkarılan ailelerden ve yakınlarını kaybeden depremzedelerden topladığı tarifleri bir araya getirdi.
“Türkiye e-Ticaret Haftası” kapsamında düzenlenen etkinliğe konuk olan Gökalp, uzun yıllardır aşçılıkla ilgilendiğini, eğitmen olarak çalıştığını, depremlerin ardından da afet bölgesinde aktif olarak yardım çalışmalarına katıldığını söyledi.
Gökalp, sahadaki deneyimlerini ve Hatay mutfağını enkazdan çıkan tariflerle yaşatarak şehrin kültürel mirasını bir araya getirdiği “Chef Şemse’den Hatay Mutfağı: Kırık Tabaklar” adlı çalışmasının ortaya çıkış hikayesini anlattı.
Hatay’ın hafızasını, kaybolmaya yüz tutmuş yerel tatlarını ve bölgenin yaşadığı acıları aynı potada buluşturan şef Gökalp, yaptığı açıklamada, “Ben bir aşçıyım ve depremde mesleğimle sahadaydım ve tabii ki insanlarla etkileşim halinde olduk. Hatay’ın birçok bölgesinden depremzedeyle tanışıp muhabbet etme fırsatımız oldu. Bunların çoğu da hep mutfağa dair sohbetlerdi. Bu süreçte Hatay mutfağına dair bildiğim yemeklerin üzerine bilmediğim bir sürü yemek eklenmiş oldu. Depremle birlikte yemek tariflerini bölgedeki insanların yaşanmışlıklarıyla birleştirdim ve gördüm ki Hatay’ın birçok bölgesinde aynı yemekler farklı şekillerde yapılabiliyormuş” dedi.

– “Asıl amacım, gençlere bu tarifleri aktarmak”
Şemse Gökalp, yaşanan depremin ardından önemli ustaların hayatlarını kaybettiğini aktararak, ” Usta şeflerin vefatıyla birlikte birçok tarifin belki de enkaz altında kalma tehlikesi ortaya çıktı. Ben de bu tarifleri gün yüzüne çıkarmak istedim. Yıllar önce annelerimizin, ninelerimizin yaptığı tariflerin birçoğu artık unutulmuştu. Ne yazık ki birçok kültürel değerimiz unutulmaya yüz tutmuş durumda ve sofralardaki hafıza kaybı da bunların başında geliyor. Asıl amacım, gençlere bu tarifleri ve hikayeleri aktararak hafızayı diri tutmak” şeklinde konuştu.
Depremde kendi evinin de hasar gördüğünden bahseden Gökalp, “Depremden sonra evime girdiğimde ilk olarak mutfaktaki tabaklarım gözüme çarptı. Yerlerde kırılmış tabaklar vardı. Deprem olduğunda mutfaktaydık, o kırılmış tabakların altında kaldık. Sonrasında da birçok sofrada kırık tabaklarda yemekler yedik, ikramlarda bulunduk. Amacımız, yaşadığımız o zor günleri, acıları hatırlatmak değil, bizim için kıymetli olan başta ustalarımız olmak üzere yitirdiğimiz değerleri anmak. ‘Kırık Tabaklar’ da böyle bir hatırlamanın vesilesi olarak ortaya çıktı. ‘Kırık Tabaklar’ sadece benim değil, o süreci birlikte yaşadığımız herkesin kitabı” ifadelerini kullandı.
Komorebi Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Öznur İzgi de Şemse Gökalp’le yollarının kesişmesinden dolayı mutlu olduğunu, “Kırık Tabaklar”ın oldukça önemli bir metafor olduğunu belirtti.

