Bulutlar yine hüzünlü!

Nerden gelip, nereye gittiklerini anlamaya çalıştı!

ama…

* * *

Bir gariplik var!
Hava güneşli de olsa, puslu!
Gökyüzüne dikti gözlerini.

Kısa bir zaman sonra…

Hava karardı.
Her yer karanlık!
Ne oluyordu?
Bulutlar koşarcasına geliyor!

Şimşekler ise bulutları yaylım ateşine tutmuşçasına nasıl da peşpeşe patlıyor!

Ürperdi o an!
Yağmur, dolu, fırtına…

* * *

Bir saat mi, iki saat mi?
Zaman adeta yerinde sayıyordu!

Bardaktan boşanırcasına yağan yağmurların havada dansını ve damla damla yağan suyun toprakla buluşurken özlem dolu sarılmalarını izliyordu adeta.

Haftalar mı?
Aylar mı?

Zaman kavramının önemi hiç yok.
Sarılmakmış önemli olan!

Gerçek sevgi, tam da öyle bir duygu!

* * *

Bir anda gökyüzü aydınlandı yine.
Bulutlar, güneşin ışıklarıyla koşuşuyor.
Beyaz, gri, kurşuni, mavi…

Bulutlar yine hüzünlü!
Nereye koşuyorlar acaba?

Dikkatle izledi!
“Toprak ile su, bir daha ne zaman sarılacak?” diye düşündü.

* * *

İyi Pazarlar!
Bir kez sarılmak için; haftalarca, aylarca, yıllarca özlemini çekip bekleyen var!

İşte budur ‘SEVGİ’!
Değerini bilenleredir bu yazım.

Sevgiyle kalın…