Sevgiyi hapsedemezsin!

Nasıl bir gece, bu gece öyle?

Bir saat, iki, üç, tam altı saat…
Denizin dalgaları kıyıya vuruyor.
Sohbet çok koyu.
Dalgalarla mı sohbet ediyor?
Kendi gözleriyle mi?

Zamanın hiç farkına varmadan, saatlerdir denizin dalgalarıyla güzel bir sevgi şarkısına eşlik ediyor adeta.

Dikiz aynasına bakıyor ara ara.
Gözleri ışıl ışıl.
Sevdiğini görüyor arada.

Gözleri nemlendi o an.
Tek damla bir gözyaşı kirpiklerinin kenarında.
En nadide pırlanta gibi.
Sevgilisinin varlığı da öyle!

Uzakta mı?
Yakında mı?

Hissediyor çok yakınında olduğunu.
Poyraz’ın esintisi kulağına fısıldıyor sanki!

Hayatın gerçekleri ne kadar fırtınalarla birlikte savursa da; ruhunun derinliklerindeki o mutluluğun sonsuza kadar olduğunu en iyi bilenlerden biri.

Fazlaca derine inmek istemedi.
İnanıyordu.
Ruhu hep yanında!

da…
‘Hayatın gerçekleri’ dedi ya!

Yürüdü.
Kayaların üzerindeydi artık.
Gece, çok sessiz.

Avazı çıktığı kadar bağırdı:
‘Sevgiyi hapsedemezsiniz!’

Dalgalar hırçınlaştı bir anda.
Zindanların duvarlarını yalıyordu sanki.
Ruhuyla sevmek, tam da böyle işte!

Çok yakınında, ama…
Ahhh şu ‘…ama’lar ahhhh!
Dokunamamak!

Çok özel ve duygusal bir tablo!
Poyraz’la kabaran denizin dalgaları bile selam durdu böyle bir sevgiye!

* * *

İyi Pazarlar!
Sevgi, tüm güzelliklerin anahtarıdır.
Hep sevgiyle kalın.