Ne yana baksanız, yıkılmayı bekleyen bina görüyorsunuz.
Ya da…
Burası çok çok önemli bir nokta!
Ufff desen yıkılacak binalar!!!
Sabah kalkıp işe gitmek için yola koyuluyorsunuz.
Dur!
Yıkım var, geçmek yasak.
Tek gidiş yönü sola dönüyorsunuz.
Dur!
Burada da yıkım var, geçemezsin.
Orada görünen ara sokağa giriyorsunuz.
Dur!
Burada da yıkım var, kapalı.
O an; tek gidiş yönü olan ara sokakta uzun araç kuyruğuna yakalandınız.
Eyvah!
Hadi, geri geri ve arka arkaya çıkın yoldan.
* Toz
* Sıcak hava
* Stres
* Zaman kaybı
* Gerginlik
* Karmaşa
Başlı başına bir sorumsuzluk nedeniyle hemen hemen her gün yaşanan bu tablo, vatandaşı canından bezdirdi.
Her yıkım en az bir hafta.
Hiç mi önceden güzergah belirlemezler?
Trafik tam bir keşmekeş!
Böyle olmaz!
Her gün aynı çileyi yaşıyoruz, aylardır!!!
Bu kadar Koordinatör Vali.
Bu kadar Koordinatör Kaymakam.
Bu kadar AFAD sorumlusu.
Bu kadar Bakanlık yöneticisi.
Bu kadar yerel kurum.
Yine de işler iyi gitmiyor!
Depremin hemen ardından yazdım.
Bugün de yazıyorum.
Koordinasyon, saat gibi çalışmalı!
Sözün Özü…
Hatay, çok özel ilgi hak ediyor!