Depremin ilk anlarından itibaren yanımızda olan insanlara minnet borcumuz var.
Sordular.
Destek verdiler.
Üzüldüler.
Kahroldular.
Bizimle ağladılar.
Bizimle güldüler.
O kadar anlamlı bir dayanışma ki; bizi ‘BİZ’ yapan değerlerimizi gördük ve yaşadık.
* Sakarya’dan
* Ankara’dan
* Karaman’dan
* Mardin’den
* Üsküdar’dan
* İzmir’den
* İstanbul’dan
* Konya’dan
* Diyarbakır’dan
* Rize’den
Say say bitmiyor çünkü Türkiye’nin her yanından bize koştular.
Ve…
Dünyanın birçok ülkesinden.
Karşılıksız yanımızda oldular.
Nasıl unutabiliriz?
Maddi destek verdiler.
Arama kurtarma çalışmasına katıldılar.
Gıda yardımı yaptılar.
Konteynerkent kurdular.
Çadır gönderdiler.
Tırlar dolusu su gönderdiler.
Aşevleri kurdular.
Hele bir çift vardı ki…
Malatya’dan gelip ‘pişi’ ikram ettiler.
Karaağaç’ta tam iki ay kaldılar.
Günboyu kim geldiyse pişi aldı.
Hiçbir kuruş almadan yanımızdaydılar.
Gel de duygulanma!!!
Her yerden karşılıksız yardımlar yapılırken, asıl destek vermesi gereken Hataylı varlıklı insanların büyük çoğunluğunun kaçtığını görmek ve fırsatçıların çoğaldığına şahit olmak bizi çok yaraladı.
Dışardan bizi arayan dostlarımız soruyor:
“Nasıl gidiyor?”
Kimse, kimseyi kandırmasın.
Gerçekten hiç iyi gitmiyor!
Aradan tam 6 ay geçti.
Hatay’ın durumu apaçık ortada!
Daha su yok çoğu yerde!
Fırsatı ganimet bilenlerin Allah belasını versin!!!