Vay, vay, vay!
Neymiş de haberimiz yokmuş!
Ey ahaliii!
Duyduk-duymadık demeyin
Soğan-ekmek yemeyin.
Anlatın da herkes inansın!
Seçimle başa geldikten sonra; ister hizmet etsin, ister hizmet etmesin ‘afra-tafra’ tavan yapıyor.
Kibir!
Kibir!
Kibir!
Herkese tepeden bakma.
Üslubu aşağılayıcı.
Tek belirleyici havası.
Ego, tavan.
Koltuk, babasının malı ya!
Hemen hemen hiç değişmeyen bir gerçek var ki; kral ve kraliçeleri de bu cenderede aynı duruma geliyor.
Lale Devri gibi!
Bal tutanlar hep birlikte parmağını yalıyor.
Tam bir aile saadeti!
Komik olanı söyleyim.
Kimse fark etmiyor sanıyorlar!
Kim olduğu önemli değil.
Neci olduğu önemli değil.
Önemli olan yaptıkları!
Keşke hiçbir şey olmadıklarını anlayabilseler ve bu yalan rüzgârını savurmaktan vazgeçseler.
Ego tavan da…
Aynaya bak be kardeşim!
Vallahi ‘kral çıplak’!
Billahi; kral çıplak!
Evet!
Kral, gerçekten çıplak!
Kalabalık içinde gördüğünüzde, şöyle dikkatlice bakın ve mutlaka mimik hareketlerine samimiyetsizliğin yansıdığını görürsünüz.
Belediye başkanı olabilirsiniz.
Ammmaaaa…
Belediyenin ‘Şehr-ül Emin’i çok zor olursunuz!
Neyse!
Yapabilen başarıyor.
Gelelim yapamayanlara!
Dün yazdım ya.
Onlar da havanda su dövüyor!!!