Veda zamanı!

Telefon açtı, sesinin tüm titrekliğiyle…

* * *

Cevap alır mıydı?
Bir süre bekledi, telefon kulağında.
Yok!

Bidaha aradı, yine yok.
Zaman durdu o an!

Bugün, doğum günü.
Ne olursa olsun arayacağını biliyordu.
Uzakta da olsa, hep aramıştı.

ama…
Bir türlü telefonuna ulaşamıyor!

Neden?
Beynini kemiriyordu bu soru!

* * *

Gitme zamanı!

Yola çıktığında binbir düşünce beynini adeta kemirirken, sadece kavuşacağı anlara odaklanmaya çalıştı.

Bidaha aradı.
Yine cevap yok.
Çok garip!

Bu kez hüzünlendi.
Alışık değildi çünkü!

Doğum gününde gözleri nemli.
Uçağın havalandığını bile farketmedi!
Kalbi nasıl da hızlı atıyor!

* * *

Ruhunun sızlaması canını öyle yaktı ki…

Gözyaşları dudaklarına kadar aktı.
Peçeteyle sildi yaşları.
Dudaklarındaki ruj da ağlıyordu adeta!

Kalbi alev alev!
Ne olmuştu?
Sorularına cevap arıyordu ama bulamadı!

Uyuyakaldı!

* * *

Uçak indiğinde uyandı.
Memleketinin kokusunu nasıl da özlemiş.
Kısa sürdü sevinci!

Karşılayan olmadı.
Bir umut; geleceğini hayal etti hep!
Buraya kadarmış!

Kalbine mırıldandı:
“Hiç olmazsa, bir ‘veda busesi’ olsaydı keşke!”

* * *

İyi Pazarlar!
Hayatınızda; veda buseleri değil, kavuşma buseleri olsun!

Sağlıkla ve huzurla…