Kurban Bayramı’nın bu son gününde, bir vedayı yazarken zorlanıyorum!
* * *
Şahit oldum.
Dört yılın bir özetidir bu.
Haktan yana tabii ki!
Arsuz Kaymakamı Hacı Hasan Gökpınar, burada göreve başladığı zaman 35 yaşındaydı.
Genç bir kaymakam.
Başarır mıydı?
Yoğun bir tempo vardı çünkü.
Her geçen gün daha iyi tanıdık.
Sert bir mizaca bürüneviyor bir anda!
Sonra sonra ortaya çıktı.
Anladık ki ihmale hiç tahammülü yok!
Arsuz, genç kaymakamını tanıyordu yavaş yavaş…
* * *
Daha birbuçuk yıl olmuştu ki…
O nasıl bir geceydi?
6 Şubat depremiyle yıkıldık.
Felaket ki ne felaket!
Arsuz da kıyamet gecesini yaşamıştı.
İşte o dönemde koordinasyonu başarıyla yöneten ve gece-gündüz her şeyi takip eden bir kaymakam vardı karşımızda.
Büyük bir hızla toparlandık.
Ailesini ve çocuklarını unuttu genç kaymakam.
Vatandaşın umuduydu o anlarda!
İşte devletin kaymakamı böyle olur!
İşte milletin kaymakamı böyle olur!
Arsuz’un çok hızlı toparlanmasını O’na borçluyuz.
* * *
Kurban Bayramı’nı kutladık.
Arsuz’da kaymakam olarak son bayram töreninde vatandaşlara seslenirken ses tonundaki duygusallık, hüzünlü bir hava estirdi.
Veda etti.
Helallik istedi.
Ağlamaklıydı.
Hakkını helal etti.
Önümüzdeki günlerde, kaymakamlık binasından ayrılırken hem kurum yöneticileriyle hem de vatandaşlarla vedalaşacak.
Güle güle ‘ADAM’!
35 yaşında geldin, 39 yaşında uğurluyoruz seni.
Sözün Özü…
Görevini; şerefle teslim alıp, şerefle teslim ediyorsun!