CHP Arsuz İlçe Başkanı Necdet Kıyılı, 2024-2025 eğitim öğretim yılının ilçede oldukça sancılı bir şekilde başladığına dikkat çekti.
Yıkım çalışmaları, depremde yıkılan okulların yerine yenilerinin yapılmadan çok sayıda okulda birleştirilmiş okul uygulamasına devam edilmesi, fahiş okul masrafları, öğretmen atamaları, laboratuvar eksikliği, klima sorunu, servis ücretlerindeki orantısız artış, artan yabancı uyruklu öğrenci sayısı, güvenlik zafiyeti gibi pek çok soruna dikkat çeken Kıyılı, tasarruf tedbirleri kapsamında İŞKUR’un okullara temizlik personeli göndermemesi ve çocukları salgın hastalıklardan koruyabilmek için mücadele verilen süreçte velilerin endişelerinin de arttığını ifade etti.
Yaz dönemi boyunca okullara çivi çakmayıp, eğitim öğretimin başladığı tarihlerde tadilata başlanmasını akıl almaz bir olay olarak nitelendiren Kıyılı, veli ve öğretmenlerin okullarının çevresinde yapılan yıkımlardan da şikayetçi olduklarını dile getirdi.
İktidarın, ‘Maarif modeli eğitim’ sistemi dayatması yerine sorunları çözmesi gerektiğini söyleyen Kıyılı, “Henüz ulaşım gibi önemli bir sorunumuz çözülmemişken, şehrimiz toz içerisinde ve sıcakken, öğretmenlerimiz kliması dahi olmayan uzak okullara gönderilmiş “maarif modeli eğitimi” dayatması yapılmıştır. Birçok öğretmenimiz yapıldığı söylenen bu çalışmalardan hiçbir verim alamamıştır. Bizlerin deprem bölgesi olarak dayatılan bu eğitimden önce çözülmesi gereken bambaşka sorunları olduğu göz ardı edilmiştir.
-Deprem nedeniyle yıkılan okulların öğrencileri sağlam olan okullara yerleştirilmiş, öğrenci sayısının fazla olması öğretmenin ders anlatmakta zorlanmasına yol açmış ve eğitimi aksatmıştır. Kapatılan okulların öğretmenleri norm fazlası olarak bekletilmiş ve bu süreç eğitimcilerimizi psikolojik olarak yıpratmıştır. Depremin üzerinden bu kadar zaman geçmesine rağmen okulların onarım sürecinin bu kadar uzaması kabul edilemez. Yaz dönemi boyunca okullara çivi çakmayıp eğitim öğretimin başladığı tarihlerde tadilata başlamak akıl almaz bir olaydır. İlçemizin veli ve öğretmenleri okullarının çevresinde yapılan yıkımlardan şikayetçi olduklarını sürekli dile getirmiştir. Tedbir alınmadan okul saatlerine denk getirilerek yapılan bu yıkımlar öğrencilerin psikolojisine zarar vermiş ve susuz yıkımların neden olduğu çevre kirliliği de çocuklarımızın sağlığına kötü etki etmiştir ve etmeye devam ediyor.
-Bir diğer önemli sorunumuz da okullarda artan yabancı uyruklu öğrenci sayısı öğretmenler için büyük bir problem haline gelmiştir. Birçok okulda yabancı uyruklu öğrenci sayısı kendi öğrencilerimizin sayısını geçmiş durumda. Dil gelişimleri geri düzeyde olan bu çocuklar seviye anlamında geride kaldığından dolayı öğretmenlerimiz ders anlatmakta ve konu ilerlemekte zorluk çektiklerini her fırsatta dile getirmişlerdir. Kötü şartlarda hala konteynerde eğitim gören çocuklarımız bir de artan nüfus üzerine sınıf mevcutları da artınca eğitimde mağduriyet seviyemiz de artmış, teknolojik imkanlar kullanılamaz hale gelmiş, laboratuvarlar yetersiz kalmıştır ki, çoğu okulda mevcut bile değildir. Bunların yanında artan nüfus oranı güvenlik zafiyetine de neden olmuştur. Ortaöğretim seviyesindeki öğrencilerimiz bile evinin yakınındaki okula yalnız gidip gelmeye çekinir hale gelmiştir.
-Kötü yönetilen ekonominin neden olduğu fahiş fiyatlı okul masrafları ve mahallelerinde sağlam okulu olmayan bölgedeki velilerimizin çocuklarını servisle uzak okullara göndermek zorunda kalmaları zaten deprem sonrası her şeyini kaybetmiş ve ekonomik olarak bitmiş halkımızı daha da zor duruma sokmuştur. Bu konularla alakalı iktidar sahiplerinden hiçbir yardım veya açıklama da gelmemiştir” dedi.