Nuri Üysen’e bir çift sözüm var!

Geçmişte; Nuri Üysen’e en ağır eleştirileri yapmıştım.

Yine yapacam!
Bu yazımı da ona ayırdım!

* * *

Bölgemizin önemli işadamlarındandır.
Yatırımlarıyla dikkat çekti hep.

İnşaat sektöründe aktiftir.
Gayrımenkul işi yapar.
Eğitim yatırımlarında da öncü bir isim.

Buraya kadar tamam!
Sadece yatırımlarıyla değil, iyi bir insan olarak sevilen-sayılan kişiliğiyle kimseyi kırmamaya özen gösteren bir yapıya sahiptir.

* * *

Ticaret anlayışını bir yana koymak gerek.

İşyeri İstanbul’da.
Evi İstanbul’da.
Çocukları İstanbul’da.

Yine de İskenderun’dan kopamaz!
Eğitimci kimliği hep ağır basar!
Her şeye rağmen O, hep ‘Nuri Öğretmen’dir.

* * *

Gelelim asıl konumuza…

Binbir zorlukla okuyup öğretmen olduğunda; büyük bir sevgiyle ve öğrencilerini evladı gibi gören anlayışıyla görev yaptı.

Nuri Üysen, Cumhuriyet Öğretmenidir!
Mustafa Kemal Atatürk gibi düşünür!
Öğrencilerini de hep böyle yetiştirmiştir.

Ammmaaa!

* * *

İskenderun Yükseliş Koleji’nin mezuniyet töreninde Nuri Üysen’in konuşmasını dinlediğimde; bir okul sahibi olarak değil, bir Cumhuriyet Öğretmeni olarak yaptığı konuşmayı dakikalarca alkışladım.

Nuri Öğretmen, şunları söyledi:
“Müfredat ne olursa olsun.. Yeni kanun, nizam, yönetmelik ne olursa olsun, Yükseliş Okulları Atatürk İlke ve İnkılaplarının izinde gidecektir. Nokta!”

Nuri Üysen’e bir çift sözüm var!
Teşekkürler Cumhuriyet Öğretmeni!
Teşekkürler Nuri Öğretmen!

Atatürk’ün yaktığı eğitim meş’alesini söndürtmüyorsunuz!