Bugün bir Kurban Bayramı’nı daha kutlayacağız.
İki ayrı bayram sanki!
Biri deprem bölgelerinde, diğeri de deprem bölgesi olmayan yerlerde olacak.
Hatay’da tadımız yok.
Bayram havası nasıl olsun?
Bizi anlayın artık!
* * *
İçimizde bayram sevinci yok desem hiç de abartı olmaz çünkü depremden bu yana her gün depremi yaşayan vatandaşları gördükçe sevincimiz kursağımızda kalıyor!
Bakın hasarlı binalara!
Bakın konteyner kentlere!
Bakın işsizlere!
Bakın çocukların çaresizliğine!
Hele hele; bakın semt pazarlarında çöpten sebze-meyve toplayanlara!
* * *
‘Hey gidi eski bayramlar hey!’
Çarşıda iki yaşlı vatandaşın konuşmalarından duyduğum bu cümle her şeyi anlatmaya yetti.
Bayram öyle mi?
Sohbetteki sözler çok acıydı!
Neler söylediler neler…
* * *
Bir arkadaşımı gördüm.
Bir dokundum, bin ‘Ahh!’ işittim.
Eşini depremde kaybetmiş.
“Ne bayramı be abi” sözleri çığlık gibiydi!
Sözleri boğazlarında düğümleniyordu!
Çarşıda aileleriyle yürüyen çocuklara ilişti gözüm o an ve her şeyden habersiz bayramlık alma telaşları dikkatimi çekti.
Ahhh çocuklar ahhh!
* * *
Ya, sevdikleri çok uzakta olanlar?
O nasıl hasret böyle?
Bir yanda deprem, bir yanda özlem.
Ruhu yanında ama kendisi yok!
Biliyor ki; kavuştuğu gündür bayram.
* * *
Sözün Özü…
Bayramı bayram gibi yaşamalı!
Bayramımız kutlu olsun.
Sağlıkla ve huzurla…