İlk mektup!

Uzun bir yola çıkmak için uçağa doğru giderken, geriye dönüp sevgilisine el salladı.

Ayrılık vakti.
Hüzün kapladı yüreğini.
Gitmek zorundaydı!

İkinci baharı yaşıyor, rengarenk.
Gerçek miydi acaba?
El sallarken bile gülümsüyordu.
Ruhu kuş gibiydi sanki!

Uçaktan inince üşüdü.
Çantasından hırkasını çıkarıyordu ki…
Bir mektup!
Hangi ara buraya koymuştu?

Hayatında ilk defa kendisine yazılan bir mektubun satırlarını okumak için hızlıca zarfı açtı.

El yazısıyla yazmıştı sevgilisi.
Bu, daha özeldi.
Okurken gözleri buğulanmıştı.
Mektuba daha sıkı sarıldı.

Mürekkebin kıvrımlarını inceliyordu.
Kelimeler, şarkının nağmeleri gibi!
Sevginin her zerresi mektuba sinmiş.
Mutluluktan güzelliği daha da belirginleşti.

Bir daha okudu, bidaha, bidaha…

Hemen sevgilisini aradı ve mutluluğunu paylaşırken, adeta bir kuş gibi gökyüzünün maviliklerinde uçtuğunu hissetti

Dedi ki:
“Bana ait ilk mektup!”

Cümlesini bitirmeden, “Sen, o mektubun taa kendisi, sevgi pınarının kaynağısın!” cevabı karşısında ne diyeceğini bilemedi.

Boğazındaki düğümleri çözemiyordu artık!

Pırıl pırıl bir sevginin ifadesiydi bu…
Fazlasıyla hak ettiği!!!

* * *

İyi Pazarlar!
Hani unutulan o mektuplar var ya…
Çok özel olan!
Size yazılan mektuplar sevgi dolu olsun.