Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, düzenlediği Su Verimliliği Seferberliği Bilgilendirme Toplantısı’nda Hatay’da yağışların yarı yarıya azaldığına dikkat çekti. Küresel ölçekte son derece yıkıcı bir iklim kriziyle karşı karşıya kalındığını kaydeden Bakan Yumaklı, Türkiye’nin 2030 yılında su kıtlığı çeken ülkeler arasında girebileceğini vurgulayarak, herkesi su tasarrufu konusunda bilinçli olmaya davet etti.
Kuraklığın tüm dünyada deprem ve sel gibi afet niteliği taşıdığını belirten Bakan Yumaklı, Türkiye’nin iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı en kırılgan bölgesinden birinin Akdeniz havzası olduğunu ifade etti.
Belediyelerin su kayıplarını azaltmalarını ve alternatif su kaynakları kullanmaları gerektiğini belirten Yumaklı, “Çiftçilerimizin ürünlerini modern sulama sistemleriyle, buharlaşmanın az olduğu saatlerde sulamalarını; sanayicilerimizin su verimli teknik ve teknolojilerini kullanmalarını ve vatandaşlarımızın ise günlük su kullanım alışkanlıklarında daha hassas olmalarını bekliyoruz” dedi.
Yumaklı, dünyada 2,2 milyar insanın farklı seviyelerde içme suyuna erişimden yoksun olduğunu belirterek, “BM tarafından geçtiğimiz 5 yılın, son 170 yıldaki en sıcak dönemi olduğu vurgulanıyor. Sibirya’da bile 38 dereceyi bulan sıcaklıkları görüyoruz. Artık tüm dünyada, kuraklık da deprem ve sel gibi bir afet niteliğinde” diye konuştu.
Orman yangınları, taşkınlar, seller ve ekosistem kayıplarıyla iklim değişikliğinin etkilerini bütün şiddetiyle hissettirdiğini ifade eden Bakan Yumaklı, “Ülkemizde son 10 yılda kurak yıllar yaşanırken, kuraklıkların şiddetleri ve süreleri de uzamaya başladı. Önümüzdeki 26 yıl içinde sıcaklıklarda artış; yağışlarda ve toplam kar örtüsünde azalış bekleniyor. Ekim ayında sona eren 2023 su yılında, yağışlar uzun yıllar ortalamasına göre yüzde 6 düştü. En fazla azalma yüzde 25 ile Marmara Bölgesi’nde kaydedildi. Yağışlar Hatay’da yüzde 55’e, Edirne ve Tekirdağ çevrelerinde yüzde 40’a varan azalmalar gösterdi” dedi.
Bakan Yumaklı, artık göllerin kuruması, akarsu kaynaklarının azalması veya baraj doluluk seviyelerinin düşmesi haberleriyle daha sık karşılaşıldığını belirterek, “Türkiye’nin su potansiyeli dikkate alınarak yapılan hesaplamalarda, kişi başına düşen yıllık su miktarı 1313 metreküp. Dikkatinizi çekmek isterim, kullandığımız değil, kullanabileceğimiz kişi başı azami miktardan bahsediyorum. Bu değer, uluslararası göstergelere göre ülkemizin su stresi altında olduğu anlamına geliyor. Bu gidişle, 2030 yılında, yani sadece 6 yıl sonra bu oran 1000 metreküp altına düşecek ve ülkemiz su kıtlığı çeken ülkeler sınıfına girecek. Yine 6 yıl sonra; nüfusumuzun yarısı; sulu tarım alanlarının ise yaklaşık yüzde 80’i su yetersizliği tehlikesiyle karşı karşıya kalacak. Kadim zenginlikleri barındıran eşsiz coğrafyamızda, bugüne kadar bilinenin aksine, artık su kaynaklarımız kısıtlı hale gelmiş durumda. 2030 yılına geldiğimizde, ülkemiz nüfusunun yüzde 10 artması, su kaynaklarının ise yüzde 20 azalması öngörülüyor” şeklinde konuştu.