Özgürlük Yürüyüşü’nün adımları Arsuz’da yankılandı!

Özgürlük Yürüyüşünün dördüncü gününde 100 kilometreyi geride bırakan Türkiye İşçi Partisi(TİP) Genel Başkanı Erkan Baş ile beraberindeki heyet Arsuz’un Gökmeydan Mahallesi’nde meşaleler, reyhan dalları ve zılgıtlarla karşılandı.


Tutukluluk süreci devam eden TİP Hatay Milletvekili Can Atalay ve gezi tutsaklarının tahliye edilmesi talebiyle Hatay’dan Ankara’ya doğru başlatılan yürüyüşün Arsuz rotasında vatandaşların sevgi seliyle karşılanan Erkan Baş, geceyi burada geçirdi.

Bugün “Deprem Suçları” başlığını eklediği yürüyüşe kaldığı noktadan vatandaşlar tarafından bahurlanarak ve güzel dileklerle uğurlanan Erkan Baş ve beraberindeki heyete geçmiş dönem  Hatay Milletvekilleri Suzan Şahin ile Barış Atay, CHP Arsuz İlçe Başkanı Necdet Kıyılı ve yönetimi, belediye meclis üyeleri ile partililer de destek verdi.


Arsuz Halkı’nın ‘Gezi tutsakları onurumuzdur, ‘Hatay halkı vekilini istiyor’ sloganları da attığı yürüyüş bugün Arsuz-Gökmeydan, Karaağaç, Nardüzü ve İskenderun’a kadar devam edecek.


Tırların bekletilmesinden sosyal medya kısıtlamalarına, AFAD’ın tırları durdurmasından Kızılay’ın çadır satmasına kadar bir çok konuyu hatırlatarak, deprem suçlarına değinen GENEL Başkan Erkan Baş, “Biz halk için özgürlük istiyoruz. Biz halkın özgürce, eşit, insanca yaşamasını istiyoruz. İktidar ise suç işleme özgürlüğü istiyor. Bir avuç yandaşını ihya etme uğruna ülkeyi felakete sürükleme özgürlüğü istiyorlar. Halka karşı suç işlediler, suç işliyorlar. Bugün gündemimiz deprem suçları. Türkiye İşçi Partisi veya herhangi halkçı bir partinin bırakın 20 yılı birkaç yıl dahi yönettiği Türkiye’de doğal olarak öncelik afetler olurdu, depremler olurdu. Çünkü bizim önceliğimiz kar değil, yaşam. 21. yılında Türkiye’yi yıkımların en büyüğüne sürükleyen iktidar karşısında hafızamızı her zaman diri tutacağız. Suçların en büyüğü ülkemizin depreme hazırlıklı kılmamaktı. 2011’de 2013’de kanunlarda yapı denetimini özel şirketlere bıraktılar. Mimar ve Mühendis Odalarının elinden yetkilerini aldılar, kamusal denetim kavramını ortadan kaldırdılar. Yetmedi sonuncusu 2018’de çıkarılan sözde imar barışları olmak üzere imar afları çıkarıldı. Mühendislik ve mimarlık hizmeti almamış binaların, evlerin sorumluluğu vatandaşlara yıkıldı. Yetmedi, 6306 sayılı afet yasası kapsamında afet öncelikli afet öncelikli alanlarda değil, rant öncelikli alanlarda kentsel dönüşüm yaptılar, bir de hiç utanmadan halka sözde ‘kentsel dönüşüm istemiyor’ diye iftira attılar, solcular ‘rantsal dönüşüm’ istemiyordu. En önemli kurumlarımızdan biri olması gereken AFAD bu iktidar döneminde liyakatsiz insanlarla dolduruldu. Depremde bu kurum işlemedi, işletilemedi. Yardım tırlarına el konulduğunu unutmadık, sırf AFAD etiketini yapıştırmak için tırlar durduruldu, saatlerce bekletildi. Yetmedi, stratejik öneme sahip olmasına rağmen özelleştirilen telekomünikasyon şirketleri işlemedi. Üstüne üstlük vatandaşların seslerini duyurabildikleri sosyal medya bant kısıtlamalarına gidilerek engellendi. Ve tüylerimizi diken diken eden düşündükçe kahrolduğumuz bir suç işlendi. Halk deprem bölgelerinde yağmur ve soğuk altında titrerken, çadır dağıtması beklenen Kızılay elindeki çadırları sattı. Bu halk düşmanlığı karşısında tek bir işlem dahi yapılmadı. Bu suçları unutmayacağız, affetmeyeceğiz. Bu ülkenin depreme hazır hale gelmesi için, yurttaşların bilinçlenmesi ve özgürce yaşayacağımız eşit bir ülke kurmak için hep beraber kolları sıvayacağız. Unutmayın özgürlük ve kurtuluş bizim elimizde” dedi.