Hadi bir çay içelim!

Çok önemli bir konuyu konuşup, dertleşmek gerek…

* * *

Nerden başlayacaksın?
Nasıl anlatacaksın?
Sonrasında neler olacak?
Bir çözüm olur mu?

Hani senin için varlığı çok önemli ya; işte bunun için bir türlü nereden başlayacağını bilemiyorsun.

Çok garip!
Zaman, bir türlü geçmek bilmiyor.
Nedeni ne?

Hep bekledi, sabırla…

Yolunu gözledi bir süre.
Sonunda onu buldu.

Geldi.
Günler geçmiş, yıllarcasına!

Havada ‘özlem’ kokusu var.
Sessizlik.
Gözler konuşuyor o an!

Hayatın tüm koşuşturmacaları ve acımasızlığı içinde bile gitgide kartopu gibi büyüyen ‘sevgi’ ağır basıyor bu sessizlikte.

İlk kez böyle oluyor.
Denizin esintisi de sessiz!
İkisi de donakaldı!

Yürüdüler.
Git git bitmiyor yol!

Her zamanki gibi bankta oturdular.
Kalp atışları duyuluyordu sadece!

Deniz sustu!
Yıldızlar sustu!
Ay sustu!

Öyle bir tablo ki; tek bedene sığmış iki beden, aynı ruhla nefes alıyormuşçasına hareketsiz duruyorlardı.

Gecenin sessizliğini bozdu:
‘Hadi bir çay içelim!’

Sihirli bir söz gibiydi.
Gözleri birbirine kilitlendi adeta.
Hasretle sarıldılar.
Kalpleri konuşuyordu artık!

Gecenin o karanlığında, gökkuşağının renklerini yansıtıyorlardı sonrasında!

* * *

İyi Pazarlar!
Çayları hep sevdiklerinizle için.
Sağlıkla ve huzurla…