Depremin ‘bilirkişi depremi’ olur mu?

Bazı ağır hasarlı binaları kurtarmak için yapılan girişimler çok can sıkıcı!

Bazı iddialar daha beter!
Gerçekten de dehşet verici!!!

Hatay’ın durumu ortada.
Binlerce insanımız hayatını kaybetti.
Ağır hasarlı binalar da çok!

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın görevlendirdiği uzman mühendisler ve teknik ekiplerin verdikleri ‘ağır hasarlı’ binaları kurtarmak için dava açanlar var.

Bazıları gerçekten haklı.
Bazıları da kafaları karıştırıyor!
İddialar ise vicdanları yaralıyor!

İddialar doğruysa, durum çok vahim.
Vicdanları da kanatıyor!
Rant uğruna yapılan canilikleri de gözler önüne seriyor!

Yapmayın!
Etmeyin!
O binalar, ileride kimseye mezar olmasın!!!

Teknik olarak konusunda çok iyi ve dürüst olan bir arkadaşımın uyarıları, buralarda tam bir ‘Borsa!’ oluştuğunu ortaya koyuyor.

Diyor ki:
“Tarafsız bir heyet oluşturulsun. Üniversiteden ve sivil toplum kuruluşlarından ve piyasadan verilen bu raporlar bire-bir yerinde incelensin. Oluşacak bir doğal afette, aynı kayıplar yaşanmasın ve vicdanı cüzdanı kadar olan kişiler yargılansın!”

Yani…
Bilirkişi Raporlarına dikkat çekiyor!!!

Gelelim, Adana Bilirkişilik Bölge Kurulu’na.
Birkaç sorum var!
Hatay da bu kurula bağlı çünkü.

Hangi bilirkişi, kaç dosya alıyor?
Bilirkişiler arasında, dosya sayısı olarak fark var mı?
Hatay’da raporlar hakkaniyetli veriliyor mu?

Elbette ki; işini vicdanı ve hakkıyla yapana hiçbir lafımız yok ama bilirkişilere dağıtılan dosya sayılarında büyük fark olduğu iddiaları doğru çıkarsa, depremden daha da yıkıcı olur!

Bunu öğrenmek çok kolay.
Cumhuriyet Savcıları bu konunun üzerine gitmelidir!
Sistemde, hangi bilirkişiye kaç dosya verildiği belli!

Ayakta duramayan binaların bile ‘Bilirkişi Raporuyla’ kurtarıldığı bu kadar konuşulurken, vatandaşın vicdanını rahatlatmak için adalet en kısa zamanda yerini bulmalıdır.

Depremin ‘bilirkişi depremi’ olur mu?
Cüzdan; vicdandan ağırsa eğer, olur!!!

Bir gün…

Eğer ki; o binalarda insanlar ölse!
Eğer ki; o binalar çocuklara mezar olsa!
Eğer ki; canlarımız yanarsa!
Gerisini yazmaya yüreğim yetmiyor!

Yetkililerin gereğini yapacağına inanıyorum.