6 Şubat depreminin dördüncü gününde eşi Ayşen(30) ve 5 aylık bebeği Eylül Lina ile birlikte İskenderun’daki Yalım Apartmanı’nın enkazdan cansız bedeni çıkarılan Anadolu Ajansı Hatay Muhabiri Burak Milli’nin annesi, oğlunun özlemini eşyalarına sarılıp, koklayarak gidermeye çalışıyor.
Evinin bir odasını oğlundan kalan fotoğraflar ve eşyalarla donatan acılı Anne Ayşe Fatma Gözüküçük(53), hemen hemen her gün düzenleyip ilgilendiği bu odada oğlu Burak Milli, gelini ve torununu anıyor.
Deprem günü yaşananları ve üzerinden geçen 6 ayı gözyaşları içerisinde anlatan anne Gözüküçük, “Bugün depremlerin 6. ayı ama bana her gün bin yıl gibi geldi, onsuz geçen her gün bin yıl gibi” dedi.
Deprem gecesi ilk olarak oğlunun haber yapmak için dışarı çıktığına inandığını söyleyen Gözüküçük, “Deprem olurken hemen telefonu elime aldım. Burak’ı aramak istedim. Burak’ı aradım, teyzesi dedi ki ‘Çocuğu arayıp meşgul etme, o çıkmıştır haber yapıyordur’ dedi. Bir an kendimi inandırdım ama en çok inandığım şey; Burak depremin olduğunu hissettiği an bana yetişirdi. O bana yetişemeyince ben ona yetişmek istedim. Yeğenimle beraber evinin önüne gittik, gecenin karanlığı ve yağmur vardı, bu kadar bir felaketin olduğunu bilemedim. Oraya gittiğimizde yeğenim bir enkaz yığınının önünde durdu. ‘Onur burası Burak’ın evi değil’ dedim çünkü ev yoktu, çökmüştü. O hiç ses çıkarmadı. Ben motordan indim. Enkaza doğru yürüdüm. Önce salon perdelerini gördüm, sonra masasını gördüm, tekli koltuğunu gördüm. Eyvah, Burak’ım enkaz altında kaldı dedim. Enkaza doğru fırladım, bağırdım isimlerini. Beni duydu mu bilmiyorum” dedi.
‘Burak’a kavuşacağım günü bekliyorum’
Burak’ın evinin arka tarafından da kendisine bir şekilde ulaşmaya çalıştığını anlatan Gözüküçük, “Oradan da gözükmüyordu. Ne zaman nasıl bir acıyla can verdi bilmiyorum. Günlerce arama kurtarma devam etti, sağ olsun arkadaşları, Anadolu Ajansı çalışanları, herkes bu konuda yardımcı oldular. 4. gün Burak’ın cansız bedenine rastladık, oradan hastane morguna kaldırıldı, oradan da Çankaya Mezarlığı’nda defne götürdük. Çok acı bir son. İnsan evini, arabasını kaybeder, hepsi yerine gelir, unutulur ama evlat acısı unutulmaz. O benim her şeyimdi. Ayaktayım, nefes alıyorum, yaşıyorum ama vadesini bekleyen bir insan gibi yaşıyorum. Çok merhametli, güler yüzlü, saygılı bir çocuktu” ifadesini kullandı.
Anne Gözüküçük, oğlu Burak’tan kalan ve depremlerden sonra enkazdan çıkardığı bazı eşyalarla kendini teselli etmeye çalıştığını anlattı.