İşte ben buyum!

Erken uyandı.
Pazar keyfi için uygun bir zaman mı?
Düşünüyordu.

Yürüyüşü bile başka bir havada.
Dağınık biraz bu sabah!

İskenderun’a sığamıyor gibi bir duyguya kapılmasından dolayı gel-git yaşıyordu bir süredir.

Depremin etkisi mi?
Arkadaşlarını kaybetti diye mi?
Kentin enkaz hali mi?
Çaresizlik de olabilir miydi?

Kafası o kadar karışık ki…
Yürüyor ama ayakları gitmiyor sandı bir an!

Tadı yok!
Duyguları karmakarışık!
Tam bir çıkmaz sokak!

Geçmişi düşünürken yanaklarından süzülen gözyaşlarını silmeye çalıştı ama bir anda hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.

Çimlere oturdu.
Geçmişi bir film şeridi gibi akıyordu artık.
Her karesi ayrı bir güzel.
Her karesi ayrı bir anı yumağı.

Tutamıyordu kendini.
Dakikalarca öyle oturup ağladı.
`Beş ayın birikimi bu` dedi!

Depremden sonra yaşadıkları sıkıntılı günlerin yoğunluğu nedeniyle, ilk kez kendiyle başbaşa kalmanın verdiği duygu fırtınasına yakalanmıştı.

Çok zor, çok!
5 aydır enkaz altında hissediyor kendini!
Bir yerden başlamalıydı.

Ayağa kalktı.
Rahatlamıştı biraz.
Toparlandı.
‘İşte ben buyum’ diye fısıldadı.
Yürüdü de yürüdü…

* * *

Çok ihtiyacımız var.
Zaman zaman kendinizle başbaşa kalın.
İyi Pazarlar!