Hacettepe Üniversitesi, 6 Şubat depremlerinden etkilenen bölgelerde yaptığı incelemenin ayrıntılarını paylaştığı raporda Hatay’daki binaların el ile ufalanabilecek kadar düşük kalitede beton dayanımına sahip olduklarını ortaya koydu.
Kalitesiz malzeme kullanımı, hatalı işçilik ve yapısal hatalara dair önemli verilerin yeraldığı 170 sayfalık raporda Hatay dahil depremden etkilenen 11 ildeki yapı stoku ile zemine ilişkin sorunlar gözler önüne serildi.
Depremin vurduğu 11 ilde yapılan incelemelerin sonuçlarının yer aldığı raporun Hatay ile ilgili bölümünde; yıkılan binaların çoğunlukla şehir merkezinde ve 4 katlı olduğuna dikkat çekilirken, şu detaylara yer verildi:
‘Yumuşak kat’ sorunu
“Enkazda yapılan incelemelerde binaların el ile ufalanabilecek kadar düşük kalitede beton dayanımına sahip oldukları, düz donatıların sıyrıldıkları ve yetersiz sıklıkta ve çapta kullanılan etriyeler arasında burkuldukları gözlenmiştir. Ayrıca yıkılan binaların çevresinde benzer yapısal özelliklerdeki binaların kimi zaman yapısal hasarsız olarak depremi atlatabildikleri görülmüştür. Bunun temel sebepleri arasında görece olarak az hasar almış binalarda, yapısal kusurların azlığı, işçilik ve yapım kalitesinin daha iyi olması, tasarım gerekliliklerinin daha fazlasının yapısal sisteme eklenmiş olması sıralanabilmektedir. Hatay’da hasarlı binaların dıştan ilk incelenmesinde; göze çapan problemlerin yumuşak kat düzensizliği ve ağır çıkmaların olduğu, özellikle giriş katları iş yeri olarak kullanılan birçok binada, bu durumun daha sık gözlendiği belirlendi. Bu tip binaların giriş katlarında kat yüksekliklerinin fazla olması ve dış cephelerde dolgu duvar bulunmamasının ‘yumuşak kat’ olarak adlandırılan düzensizliğin oluşmasına yol açtığı, ayrıca ağır çıkmanın bulunduğu kat ve üzerindeki katlarda ağır bölme duvar hasarlarının gözlemlendiği, ağır çıkmaların bazı binalarda lokal göçmelerin oluşmasına sebep olduğu tespit edildi.
Harç olarak çamur kullanılmış
Hatay ilinde yıkılan binaların büyük bir kısmı taş yığma binalardan oluşmaktadır. Bunun temel sebebi, eski bir yapı stoğunu temsil eden taş yığma binaların büyük bir çoğunluğunda harç olarak çamur kullanılması ve deprem esnasında meydana gelen aşırı büyük talep ivmelerinin olduğu düşünülmektedir. Hatay ilinde büyük bir yıkım meydana gelmiş ve oldukça fazla sayıda betonarme bina da yıkılmıştır. Yıkılan binaların göçme mekanizmasının belirlenmesi oldukça zordur. Bunun temel sebebi yıkılan binaların taşıyıcı sistem geometrilerinin ve dağılımlarının belirlenmesinin neredeyse imkânsız olmasıdır. Bu binalar hakkında bilgiye ulaşmak için bina sahiplerinin veya binada oturanların bilgisine başvurulmuştur. Enkazda yapılan incelemeler sonucunda bu binaların şehir merkezinde çoğunlukla dört katlı oldukları, el ile ufalanabilecek kadar düşük kalitede beton dayanımına sahip oldukları, düz donatıların sıyrıldıkları ve yetersiz sıklıkta ve çapta kullanılan etriyeler arasında burkuldukları gözlenmiştir.
İvme değerleri oldukça fazla aşılmış
Ayrıca yıkılan binaların çevresinde benzer yapısal özelliklerdeki binaların kimi zaman yapısal hasarsız olarak depremi atlatabildikleri görülmüştür. Bunun temel sebepleri arasında görece olarak az hasar almış binalarda, yapısal kusurların azlığı, işçilik ve yapım kalitesinin daha iyi olması, tasarım gerekliliklerinin daha fazlasının yapısal sisteme eklenmiş olması (overdesign) ve lokasyonlar arası oldukça farklılık gösteren yer ivmesi talepleri sıralanabilmektedir. Fakat, bu depremde yıkılma sebeplerinden bir tanesinin de deprem taleplerinin tahmin edilen ivme değerlerini oldukça fazla miktarda aşıldığı için meydana gelmiş olma olasılığının da göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Bu nedenle, güncel deprem tasarım ivmelerinin güncellenmesi gerekliliği aşikârdır. Hatay ilinde hasar alan betonarme binaların dıştan ilk incelenmesi esnasında göze çapan problemlerin yumuşak kat düzensizliği ve ağır çıkmaların olduğu söylenebilmektedir. Özellikle ilçe merkezindeki giriş katları işyeri olarak kullanılan birçok binada, bu durum daha sık gözlenmektedir. Bu tip binaların giriş katlarında kat yüksekliklerinin fazla olması ve dış cephelerde dolgu duvar bulunmaması yumuşak kat olarak adlandırılan düzensizliğinin oluşmasına yol açmıştır. Ayrıca, ağır çıkmanın bulunduğu kat ve üzerindeki katlarda ağır bölme duvar hasarları da gözlemlenmiştir. Ağır çıkmalar bazı binalarda lokal göçmelerin oluşmasına da sebep olmuştur.
İskenderun’da zemin sıvılaşması
Hatay ilinde incelenen betonarme binaların çoğunluğunda merdiven hasarlarının da oldukça yaygın olduğu tespit edilmiştir. Merdiven hasarlarının genellikle binadaki tüm merdivenlerde mafsallaşma olarak göze çarptığı tespit edilmiştir. Bu hasarlar, yapısal sisteminde ağır hasar olmayan binalara girişleri ve maliklerin eşya taşımak için girişlerini engellemiştir. Hatay ili İskenderun ilçesinde zemin sıvılaşmasından kaynaklı ağır perde ve kolon hasarları gözlenmiştir. Bu göçme modunun gevrek olduğu göz önünde bulundurulduğunda binaların ani göçme ihtimallerinin bulunduğu fakat binalarda yeterli veya daha fazla miktarda donatı kullanılması, kaliteli beton kullanılması (Schmidt çekici sonuçları 30 – 35 MPa) ve oldukça fazla miktarda perde duvar olmasından kaynaklı toptan göçme gözlemlenmediği düşünülmektedir. Sadece tevzi donatılarında 90° bükülmüş kollar olmasından kaynaklı tevzi donatılarının kabuk betonu ezilmesi veya kopması sonrası işlevlerini kaybettikleri tespit edilmiştir.
Sıvılaşma kaynaklı binalarda oturma mevcut
İskenderun ilçesi sınırları içerisinde yer alan Çay mahallesinde özellikle sismik sıvılaşmaya bağlı kum kaynamaları yoğun olarak görülmüş ve yüzeyde 20-30 cm’ye varan kum birikintileri meydana getirmiştir. Alanda sıvılaşma sebepli bina oturmaları sıklıkla görülmüştür. Bu bölgede yer alan binalar Gölbaşı/Adıyaman’a göre daha yüksek katlı olmakla beraber, sıvılaşma kaynaklı oturma görülen binalarda herhangi bir yapısal hasar izlenmemiştir. Yine aynı bölgede sıvılaşmanın etkisiyle ve buna bağlı oturmalar sebebiyle kaldırımdaki taşların da hasar görerek kırıldığı görülmüştür
İskenderun ilçesi, Çay mahallesi deniz kenarında yer alan yeşil alanda kum kaynamaları yüzeyde kendisini göstermektedir. Bu bölgede sıvılaşma gösteren zeminden alınan örselenmiş numuneler üzerinde yapılan laboratuvar deneyleri sonucunda, genel olarak kohezyonsuz kötü derecelenmiş kum (SP) içerikli olduğu belirlenmiştir.
İskenderun Limanı’nda deformasyon
Bu yapılara ek olarak, Hatay Dörtyol’dan sahil şeridi boyunca İskenderun’a kadar özellikle deniz kenarındaki kıyı ve liman yapılarda sıvılaşmanın bir sonucu olarak oluşan yanal yayılmalara ve oturmalara rastlanmıştır. İskenderun’da deniz kenarında balıkçı barınağı depremde ağır hasar almış, bölgedeki su yapıların beton kaplamalarında geniş çatlaklar, ayrılmalar ve oturmalar görülmüştür. Bu noktalardaki ayrılmalar yatayda yaklaşık 50 cm civarlarında, düşeyde ise 20-25 cm’nin üzerinde olduğu söylenebilir. İskenderun’da bulunan ticaret limanı depremden sonra sıvılaşma ve buna bağlı olarak meydana gelen yanal yayılma ve oturmalar sonucu ağır hasar almış, beton rıhtım bloklarında geniş çatlaklar, ayrılmalar ve oturmalar görülmüştür. Limanda meydana gelen deformasyonlar nedeniyle vinçlerin raylarından çıkarak hasar aldığı görülmüştür. Rıhtım duvarının sıvılaşmaya bağlı yanal yayılmalar sonucu oturduğu ve yer değiştirmelerin meydana geldiği gözlemlenmiştir. Düşeyde yaklaşık 1 m’ye varan oturmalar ölçülmüştür. Liman geçici olarak hizmet dışı kalmıştır.”