‘Gönül Mutfağı’, Hatay Mutfağı’nı Berlin’e taşıdı!

Türkiye’nin Berlin Büyükelçiliği’nce Türk Mutfağı Haftası kapsamında, ünlü aşçı Ebru Baybara Demir’in katılımıyla Hatay mutfağına ait lezzetler tanıtıldı. Türk Mutfağı Haftası’nın 2023 temasının gastronomi alanında UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’nda yer alan ve 650’den fazla yemeğiyle dikkati çeken Hatay mutfağının olması vesilesiyle düzenlenen etkinlikte, Berlin Büyükelçisi Ahmet Başar Şen, mutfak kültürünün önemine değindi.
Büyükelçi Ahmet Başar Şen, etkinliğin açılışında yaptığı konuşmada, Türk Mutfağı Haftası kapsamında dünya çapında düzenlenen etkinliklerle Türk mutfağının geleneksel ve zengin içeriğinin tanıtıldığını söyledi.


Mutfak kültürünün, bir toplumun kültürel kimliğini yansıtan en önemli göstergeler arasında olduğunu vurgulayan Şen, “Türk toplumunun binlerce yıl içinde şekillenen kültürel kimliğinde mutfak ve sofra çok önemli yer tutmaktadır. Türk insanı için sofra demek, aileyle, dostlarla inancı ve kültürü ne olursa olsun misafirlerle bir araya gelmek, paylaşmak, bölüşmek demektir. Komşusu açken tok yatmayan bir toplum olmak demektedir. Birisine sofrada yer açmak demek, hanemizde yer açmakla özdeştir. Bizde olanı, olmayanla paylaşmak demektir. O denli ki mutfak kültürünün etkisi günlük konuşmamıza bile yansımıştır: Afiyet olsun, ziyade olsun, şifa olsun gibi cümlelerimiz, Türk mutfağının günlük yaşamımızda bulduğu anlamlara verilecek en güzel örneklerdendir” dedi.


Mutfak kültürünün binlerce yıl içinde bilgi birikim, deneyim, teknik ve tecrübeyle şekillendiğini anlatan Şen, bugünkü Türk mutfağını oluşturan lezzetlerde Orta Asya’dan Balkanlar’a Kafkasya’dan Orta Doğu’ya uzanan bir coğrafyayla etkileşimin izleri bulunduğunu kaydetti.
Hatay’a gastronomi alanında namını kazandıran en önemli unsurun şehrimizin çok kültürlü yapısı olduğuna dikkat çeken Şen, “Türk mutfağı, bu kadim, sağlıklı ve zengin özellikleriyle günümüz dünyasında her ülkede görülen fast-food beslenme tarzına meydana okuyor diyebiliriz. Türk mutfağında et yemeklerinin yanı sıra sebze yemeklerinin de çok olması, hazır gıda (fast food) ve hızlı beslenme karşıtlığının arttığı ve vejeteryan-vegan beslenme tercihinin çoğaldığı günümüzde ilgililere benzersiz bir fırsat sunuyor” diye konuştu.

‘Yemek sadece karın doyurmak demek değil”
Basque Culinary World Prize’da iki yıl üst üste dünyanın en iyi 10 şefi arasına giren ilk ve tek Türk şef olan, Topraktan Tabağa Tarımsal Kalkınma Kooperatifinin kurucuları arasında yer alan ve Türkiye’de 6 Şubat’ta yaşanan deprem felaketinin ardından Hatay’da “Gönül Mutfağı’nı” kuran şef Ebru Baybara Demir de işini, hem kendisi hem de Türkiye için çok onur duyarak yaptığını söyledi.
Türk halkının çok kadim bir kültürden, Anadolu kültüründen gelen özel bir millet olduğuna işaret eden Demir, “Çok farklı etnisitelerin birleşmesiyle farklı inançların, kültürlerin bir arada yaşamasıyla birlikte özellikle de biyolojik çeşitliliğimizin fazla olması ve mutfak malzememizin çok çeşitli ve fazla olmasından dolayı çok büyük bir mutfak kültürümüz var. Fakat dışarda çok bilinen bir mutfak kültürü değil maalesef” dedi.
Dünyaca ünlü şef Demir, Türkiye’de 6 Şubat’ta yaşanan depremler dolayısıyla son 4,5 ayda 70 bin kişilik mutfak kurduklarına işaret ederek, hala bölgede depremzedelere yardımcı olmaya çalıştıklarını kaydetti.
“Allah bir daha ülkemize ya da başka bir ülkeye hiç böyle bir acı yaşatmasın” diyen Demir, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile beraber aş evleri kurduklarını, yurtların mutfaklarını aş evine çevirdiklerini dile getirdi.
Yemeğin sadece karın doyurmak için değil insanları bir araya getirmek için önemli bir araç olduğunu vurgulayan Demir, “Depremden korkan insanlar başka yere gitmek durumunda kaldı. Şimdi bakıyoruz orada birileri olunca insanlar inanmaya başladı ve geri dönmeye başladılar. Deprem sonrası biz yemeği araç olarak kullandık. Birlikte olmak, hayatları yeniden inşa etmek bizim için onur vericiydi” ifadelerini kullandı.