Virgül mü, nokta mı?

Depremden sonra tüm değerler de yerle-bir oldu sanki…

* * *

Bazılarının gerçek yüzü ne kadar çirkinmiş!

Ne ders almışlar!
Ne vicdanları sızlıyor!
Ne samimiler!
Ne de ahlakları kalmış!

Ne olmuş ya?
Dünyayı kendileri yaratmış dersiniz!

Kimsiniz?
Özelliğiniz ne?
Necisiniz?

Hepsi üç kuruş para sahibisiniz!
Bu kadar!

* * *

Deprem anında, o soğuk ve yağışlı havada enkazların arasından nasıl kaçıştıklarını ve korkularını kimse görmedi sanıyorlar.

* * *

6 Şubat, Saat 04.17…
Kıyametin koptuğunu hatırlatıyorum!
Nasıl da sarsıldık hepimiz.

Deprem anında yaşadıkları korkudan eser yok, o bazılarının!
Şaşırtıcı değil mi?

Önplandalar.
Ahkâm kesiyorlar.
Konuşuyorlar.
Akıl veriyorlar.
Övünüyorlar.

Ve…
Çok da güzel yalan söylüyorlar!

Deprem fırsatçılığında da ön ön sıralarda koşup, paraları nasıl istifleyeceklerinin hesabını yapıyorlar.

Vallahi, bir kuruşluk faydaları yok depremzedelere!
Vallahi inançları yok hiçbir şeye!
Vallahi vefaları yok memleketlerine!

* * *

Çevrenize bakın görürsünüz onları!

Karar vermeli artık!
Virgül mü, nokta mı?

Ya virgül koyup, hayatınızda bırakacaksınız; ya da nokta koyup, hayatınızdan çıkaracaksınız.

Düşünüyorum da…
Yüzlerine tükürseniz, yağmur sanırlar!
Benden nokta!!!

* * *

İyi pazarlar!
Güzel insanlar olsun hayatınızda.