Barınma sorunu çok büyük.
Oturacak ev bulunmuyor.
Deprem sonrası kanayan yaramız!
Peki ya fırsatçılar?
Tarif edecek kelime yok!
Tam bir vicdansızlık.
Ev arayan bir arkadaşımla sohbet ederken, bazı ev sahiplerinin verdikleri “Arz-talep meselesi bu!” cevabına olan kızgınlığına şahit oldum.
Neyin arzı?
Neyin talebi?
Olmadı!
Ne ara bu hale geldik?
Dayanışma zamanı.
Birlik – beraberlik zamanı.
Vicdan zamanı.
İnsanlık zamanı.
Deprem anını ve sonrasını konuşurken, bu ağır yaraları saracağımıza olan inancımızı konuştuk.
Peki ama nasıl?
Birlikte düşündük.
Evet!
Öncelikle herkes elini taşın altına koymalıdır.
O kadar çok konut boş ki!
Yazlık sitelerin durumu ortada.
İki, üç, hatta dört evini kullanan ya da kullandığını sananların(!), vicdanlarını sorgulaması gerekir.
Geçen akşam Arsuz’a gidiyorum.
Yol boyunca sitelere baktım.
Arsuz’u da geçince değişen bir şey yok.
Soğukoluk da öyle.
Dörtyol’da, Belen’de de aynı tablolar.
Sitelerdeki evlerin ışıkları yanmıyor.
Yüzde 70’i hemen hemen aynı durumda.
İçlerinde oturan yok.
Bazılarının sahipleri yurt dışındaymış.
Deprem sonrası belediyeler ve Afet Koordinasyon Merkezleri; çok iyi organize olup, barınma sorunları çözülene kadar bu konutların kiraya verilmesine yönelik çalışma yapmalıydı.
Sitelerdeki evlerin ışıkları yansın!
Hatay’ı hep birlikte ayağa kaldıracağız.