Çadırda kalanları anlayamıyorsunuz!

O kadar zor ki…

   *     *     *

Çadırkentte kalanların yaşadıkları sıkıntılar bir yana; asıl, deprem öncesi olan yaşamlarının savrulması kahrediyor onları.

Yağmur ayrı bir dert.
Toz ayrı bir dert.
Temizlik ayrı bir dert.
Sağlık ayrı bir dert.
Çocuklar ayrı bir dert.

Ve…
‘Bundan sonra ne olacak?’ en büyük dert!

   *     *     *

Çadırda bir anne.
İki çocuğuyla kalıyor.
Gözleri dolu dolu.
Bir şeyler söyleyecek, ama…

Duraksadı.
Gözyaşlarıyla anlatıyor:

“Depremden önce evimiz vardı. Çocukların ayrı ayrı odaları ve mutlulukları bir anda kayboldu. Çadırdaki zor koşullarda, bazen yaşadığıma sevinemediğim anlar çok oldu!”

Bir de bir ricası oldu:
“Siyasilerin şovlarına malzeme olmaktan bıktık. Canımızı yakıyorlar!”

    *     *     *

Anladınız mı?
Yaraya merhem olacağınıza tuz basıyorsunuz!

Çadırkent ziyaretleri.
Bol bol resim çekilmeler.
Poz da veriyorlar!
Sonra da ‘Hadi eyvallah!’…

Çadırkentlere sırf siyasi şov için gitmek, orada yaşayan aileleri yaralıyor.

Çadırda kalanları anlayamıyorsunuz!
Böyle olmaz!

Çözüm bulun.
Gidin destek verin.
Onları anlayın.

    *     *     *

5 Şubat günü hepsinin evleri vardı ve depremin enkazından çıktılar.

Daha fazla yaralamayın o güzel insanları!!!