İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Hatay AFAD İl Koordinasyon Merkezi’ndeki koordinasyon toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, deprem bölgesinde gelinen noktayı değerlendirdi. Depremlerde hayatını kaybedenlerin sayısının 45 bin 968’e ulaştığını, bunlardan 4 bin 267´sinin Suriyeli olduğunu kaydeden Soylu, şu ana kadar toplam 13 bin 72 artçı sarsıntı meydana geldiğini ifade etti.
Yıkılmış, acil yıkılacak, ağır hasarlı, orta hasarlı ve az hasarlı binaların belirlenmesinin ardından başsavcılıkla yapılan ortak çalışmalar çerçevesinde enkazların ve acil yıkılacak binaların işaretlenmesi ve değerlendirmesi, bina sahiplerine haber verilmesi süreci tamamlanınca da enkaz çalışmalarının hemen hemen tüm illerde olduğu gibi Hatay’da da başladığını hatırlatan Soylu, tüm kurum ve kuruluşların bir çalışma ortaya koyduğunu anlattı.
Hatay’da, Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra 6,4’lük bir deprem daha meydana geldiğini anımsatan Soylu, “O depremin akabinde hasar tespit çalışmalarında bir yenilenme zaruri olarak oluştu. Bunun yanı sıra hem Hatay’dan başka illere giden vatandaşlarımız, Hatay’dan Yayladağ gibi Altınözü gibi bazen Arsuz gibi Reyhanlı gibi ilçelere giden vatandaşlarımız ve onların oluşturduğu yoğunluklar ve onların talepleri bütün arkadaşlarımız tarafından takip edilmektedir” diye konuştu.
Esnafla ilgili yeni süreç
Deprem bölgesindeki küçük esnafa ait binalarda da ciddi tahribat söz konusu olduğunu dile getiren Soylu, “Dükkanları yıkıldı, malları gitti. Buna yönelik gerek esnaf teşkilatlarımızla, Ticaret Bakanımızla da bu konuyu değerlendirerek yine bağış usulü yani birçok ille valiliklerimiz bağışçılarla onları birleştirerek, onları bir araya getirerek illerde küçük esnaf dükkanları yaparak şu anda onların da ticari hayatlarına başlaması, şehirlerin biraz daha hareketlenmesi konusunda adım da atılmaktadır. Köyün tarım hayatı, süt meselesinden tutun da tüm süreçlere kadar, bu masanın etrafındaki bütün arkadaşlarımız tarafından takip edilmekte. Özellikle Tarım ve Orman Bakanlığı ve yetkilileri tarafından takip edilmektedir. Yine sokak hayvanları meselesi aynıdır. Sokak hayvanları meselesinde de bir taraftan belediyeler, bir taraftan Veterinerler Birliği bir taraftan Milli Parklar Genel Müdürlüğü bütün bunlar özellikle tüm illerde bu süreçle ilgili anı anına hem meseleyi takip edebilmek hem karşılaşılan sorunları giderebilmek için çaba sarf etmektedirler” dedi.
Deprem bölgesinde 426 belediyenin görevlendirildiğini ifade eden Soylu, bunların her biriyle çalışıldığını, sadece Hatay’da 127 belediyenin bulunduğunu kaydetti.
Deprem bölgesinde 41 valinin de görev yaptığını belirten Soylu, “Yani aslında ne kadar büyük bir operasyon yürüdüğünü ve nasıl bir koordinasyon içerisinde olunduğunu, herkesin görevini nasıl sahiplendiğini ve nasıl bir süreç yönetildiğini ifade etmek için bunu örneklendirerek anlatıyorum. Valilerimizden 15’i Hatay’da 11’i Kahramanmaraş’ta, 5’i Adıyaman’da, 4’ü Malatya’da, Gaziantep’te, Osmaniye’de ve diğer noktalarda görev yapıyor. Kaymakamları, bakanlıklarımızın görevlendirdiği tüm genel müdürleri, genel müdür yardımcılarına, daire başkanlarını bunları saymıyorum ve bunların her birinin bir görevi var” dedi.
“Seferberlik ülkemizin her noktasında devam ediyor”
Sadece Hatay’da 233 sivil toplum kuruluşunun görev yaptığını aktaran Soylu, bunun 23’ünün uluslararası sivil toplum kuruluşu olduğunu söyledi.
Yardım kuruluşlarının koordinasyon süreci, her birinin yönetilmesini, ilgili taleplerinin karşılanması ve bulundukları yerlerde hizmetlerini aksamadan yürütülmesinin de başka bir anlayışı ortaya koyduğunu anlatan Soylu, şunları kaydetti: “Yerküre’nin en büyük depremlerinden ve 400 kilometrelik bir yırtıktan bahsediyoruz. Elbette ki bu bizim açımızdan önemli bir sonuç doğurdu. Büyük acılar ve büyük zaferler milletleri birleştirir. Milletimiz bu büyük acı karşısında büyük bir birliktelik gerçekleştirdi. Allah razı olsun. Bu acının onarılması için herkes seferber oldu ve bu seferberlik ülkemizin her noktasında devam ediyor. Şu ana kadar toplam 13 bin 72 artçı sarsıntı meydana geldi. Yine aldığımız bilgiler çerçevesinde bu çok olağan bir iş değil. Yani bu da aslında depremin art arda gelmesi kadar olağan dışı bir süreç. Bunu da beraber yaşıyoruz.”