Boğazım düğümleniyor, ama…

Tam dokuz gün oldu.
Diyecek söz bulamıyorum.
Nereden başlasam?

Öncelikle şunu ifade etmek istiyorum ki; depremin çok ötesinde bir yıkım yaşadık.

Sarsıldık.
Evlerimiz uçtu sanki!
Kıyamet koptu!

Zaman durdu adeta.
Başka gezegene taşınmış gibiyiz!
Yepyeni bir dünya mı burası?

Anılarımız yıkıldı.
Resim karelerindeki ailemiz.
Mahallemiz.
Çocukluğumuzun mekanları.
Gençlik arkadaşlarımız.
Yıkıldı ya yıkıldı, biliyor musunuz!!!

Tanıyamıyorum o güzel anılarımızla dolu İskenderun’umuzu…

Bir an önce zaman geçsin!
Enkazların arasında boğuluyoruz!
Nefes almaya ihtiyacımız var.

Kader mi diyorsunuz buna?
Yok, yokkk!

Gerçek olan şu:
Binalar değil, zihniyet çöktü!!!

Çocukların yüzüne bakarken, onlara şeref sözü veriyorum hep; yaşayacakları aydınlık bir dünya bırakmak için mücadeleye devam etmeye…

Çocuklar, masum çocuklar.
Barış içinde yaşasınlar.
Onlara mutlu bir dünya bırakacağız.

Boğazım düğümleniyor, ama…

Onurla yürümeye devam.
İçim kan ağlasa da ağlamayacağım!

Bu memleket bizim.
Motorları maviliklere mutlaka süreceğiz çocuklar!