Sakın arkana bakma!

Bir gün böyle sevebileceğini aklının ucuna bile getiremezdi!

    *     *     *

Bir sahil kasabası.
Pırıl pırıl kumsalıyla göz kamaştırıyor.
Güneş, denize âşık.
Deniz de güneşe âşık.

Sıradan bir gün.
Biraz kalabalık neşeli insanlar.
Biri çok farklı!

Yıllar öncesine gitti ve o güzeller güzeli yüzü hatırlarken, bir kez daha karşılaşabileceğini düşünememişti.

Karşısındaydı.
Kalbinin güzelliği de yüzüne yansıyor.
Dalgalı saçlarına takıldı gözleri.
Gülüşleri, bir şarkının nağmeleri gibi.
Sevgiyle izliyordu.

İşte o an!
Gözgöze geldiğinde adeta kilitlenmişti.
Nereye gitti?
Ruhunu nasıl hissetti?
Zaman durdu, sandı!

Bu karşılaşmada; ancak filmlerde olduğunu zannettiği bir sevginin ilk kıvılcımının ateşleneceğini nerden bilebilirdi ki…

Samimi bir bakış.
Yıllardır beraber yaşıyorlardı sanki.
Hoş sohbet.
Denizin esintisi de katıldı onlara!

Günler su gibiydi artık.
Sahilde yürürken, el ele tutuştuklarının farkında bile değillerdi.

Tanrı’nın bir lütfu olmalı.
Nasıl da mutlu.
Hayatın akışına bırakmışlardı kendilerini.
Sımsıkı sarıldı.
‘Düş mü – gerçek mi?’ sorusuna cevap arıyordu.

Günler.
Haftalar.
Aylar.
Yıllar.

Böylesine bir sevgiyi doya doya yaşarken, ikisi de gerçeklerden uzaklaşmamaya özen gösteriyordu.

Sahilde bir gece yarısı.
Göz göze oturdular bankta.
Karar anı!
İkisi de sessizliği tercih etti.
Sessiz bir film gibi!

Bakışlarıyla anlaşıyorlar.
Kalktı.
Elini bırakıp uzaklaştı.

Yürürken, sevgilisi arkasından seslendi:
‘Sakın arkana bakma!’

Adımları hızlanırken, gözleri nemlenmişti.
Biliyordu ki; arkasına baksa gidemeyecekti!

    *     *     *

İyi pazarlar!
Şu kısacık hayatta, mutluluğunuza mutluluk katacak ‘SEVGİ’ dolu bir yaşamınız olsun.