Kim, kim?

Düşünün bakalım ‘kim’miş?
Konuyu dağıtın biraz.
Her alanda bir ‘kim’ vardır mutlaka!

En iyisi imiş!
En kabadayısı imiş!
En dürüstü imiş!
En başarılısı imiş!
En zengini imiş!

…miş
…miş
…miş

Evet!
Bu kadar var imiş!
Peki, kim’miş’?

Kamuoyunda bu kadar en iyiler konuşulurken ve birileri zirvede gösterilirken, gerçekten de öyle miymiş?

O ‘kim’, kişilere göre değişiyor.
Ölçü ne?

Çok parası mı?
Diploma notu mu?
Tipi mi?
Sporcu kimliği mi?
Başkanlığı mı?
Yöneticiliği mi?
Güzelliği mi?

Kürsüye çıkan, her işi yaptıran ve bankadaki kabarık hesaplar veya altındaki milyonlarca liralık lüks otomobiller mi o ‘kim’ ölçüsüne uyuyor?

Alkış!
Alkış!
Alkış!

Kimin ölçüsüne göre alkış?
Alkışlayanların çokluğuna göre mi alkış!

O zaman, sormak gerek.
Kim, kim?

Böyle bir soruda elbette ki kafalar karışıyor ama o ‘kim’leri belirlemesi gereken değerleri çok iyi sorgulamak gerek.

Adaletli mi?
Barıştan yana mı?
Aydın mı?
Vicdanlı mı?
Halktan yana mı?
Dürüst mü?
Haktan yana mı?

Veeee…
Yüreğinde ‘SEVGİ’ var mı?

Aslolan bu değerlerdir ve insan olabilmenin erdemiyle belirlenen işte o ‘kim’, doğru ‘kim’ olarak alkışlanmalıdır.

Kim doğru?
Kim eğri?
Doğru kararı siz verin!