Ne kadar sevimli.
Ne kadar iyi.
Ne kadar masum.
Ne kadar candan.
Ne kadar mütevazı.
Genelde böyle tarif edilir.
Peki, gerçek yüzü böyle mi?
Aslaaa!
Hangi görevde olursa olsun veya hangi göreve seçilirse seçilsin, gerçek yüzünü anlamakta çok zorlanırsınız.
Yüzüne bakın.
Binbir kılığa girmeyi başarır!
Mimiklerine bakın.
Sahte ve yalan ifadelerle doludur!
Gözlerine bakın.
Gözgöze gelmekten kaçar!
Yaptıklarına bakın!
Suyu bulandırır ki gerçekleri saklasın!
Daha birçok fırıldak özellikleri barındırır ama kısaca tarif ettiğimizde, hep iyi rollerde kalma mücadelesi verir.
Yani…
Tanımakta çok zorlanırsınız!
Yani…
‘Yere bakan, yürek yakan’ derler bu tiplere!
İyi rolünü ‘iyi’ oynar!
Çoğunlukla başarılı da olur.
Toz kondurulmaz O’na!
‘Yere bakan, yürek yakan’ deyiminin anlamına bakalım:
“Uslu, uysal, sessiz görünüp gizliden gizliye ve sinsice dolap çeviren, kötülük yapan kimse”
Dün de vardı bu tipler.
Bugün de var.
Yarın da olacak.
Nasıl da inandırıcı!
Nasıl da iyi!
Nasıl da merhametli!
Ammmaaaa…
Gerçeklerin farkına vardığınızda; önce inanamıyorsunuz ve sonrasında da zincirin halkalarını bir bir biraraya getirdiğinizde gerçeklerle yüzleşiyorsunuz.
Olsun!
Zaman, en iyi ilaçtır.
Sözün Özü…
Kazandığını sananlar, hep saman alevi gibi sönüp gitmiştir!