Bir şey sorma abi!

-Durum nasıl?

-Nasıl olsun abi!

-Geçinebiliyor musunuz?

-Sence!

-Umut var mı?

-Orasını bilemem!

-Seçim ne zaman olacak?

-Ne zaman olursa!

Daha fazla soru soramadan çarşıdan uzaklaşırken, verilen cevaplarda bile bu kadar sorumsuzluğa pes doğrusu!

Çarşı-pazarın nabzını tutuyordum.
Bir kişiye daha sordum.

Memleketin hali ne durumda?
Ne bilim abi!

Yapılan zamları doğru buluyor musun?
Yapanlar daha iyi bilir!

Yavaş yavaş kızmaya başladığımı hissettim ve bunun gibi yüzlerce cevap aldığımda; gelinen noktayı çok daha anlayabiliyorum.

Karşımdan, biraz yaşlı bir amca geliyordu.
Soru sordum, cevabımı da aldım!

  • Seçimi kim kazanacak?
  • Allah bilir!

Yapacak bir şey yok.
Vallahi, Allah seni de biliyor!

Bugün çok farklı bir dünyada yaşadığımı düşünürken, “La Havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim” deyip, sabır diledim.

Konuşurken, gündeme hâkim olanlar da var.
Sohbet ettikçe takdir ediyorsunuz.

Cevapları net.
Bilgisiyle konuşuyor.
Samimi.
Konuşmaktan çekinmiyor.
Çok da kültürlü.

Daha biraz yürümüştüm ki; yolun kenarında bekleyen genç bir vatandaşa daha soru sordum.

Siyasetteki üsluptan rahatsız oluyor musun?
Bana bir şey sorma abi!

Neden?
Korku havasından mıdır?
Çok mu zor bir soru?
Hem, neden sormayacakmışım.

Neyse…
Maalesef, işte gelinen nokta bu.
Bir daha sormadım zaten!!!