Nasıl bir anlayış?
Nasıl bir ruh?
Nasıl bir basitlik?
Nasıl bir bakış?
Nasıl bir kötülük?
Nereye baksanız kavga!
Nereye baksanız ayak oyunları!
Nereye baksanız ego!
Nereye baksanız curcuna!
İskenderun, tüm samimiyetimle söylüyorum ki; yıllardır ‘güçbirliği’ anlamında bir adım yol bile gidememiştir.
Ekonomide aynı.
Sporda aynı.
Siyasette aynı.
Basında aynı.
Eğitimde aynı.
Örnek mi?
İskenderunspor, 2’inci Lig’de şampiyonluğa oynuyor, stadı yıkıldı diye dün Osmaniye’de rakibini ağırladı ve maalesef iki puan kaptırdı.
Örnek mi?
Ekonomiye yön verecek bir kurum yok!
Örnek mi?
Davul, İskenderun’un boynunda; tokmak, Antakya’nın elinde!
Örnek mi?
Cadde ve sokaklar otopark olmuş!
Örnek mi?
Oda ve dernek seçimlerinde koltuğu kapmak için kavga da kavga!
İskenderun’un geleceğini ilgilendiren tüm konularda; cılız kalan birkaç iyi niyetli girişimden başka, her kurum ayrı telden çalıyor!
İskenderun, nasıl bir kent oldu?
Birkaç başlıkla özetleyim, hak vereceksiniz.
- Hoşgeldiniz
- Kuruluş yıldönümü kutlu olsun
- Açılış kurdeleleri kes
- Seçimi kazandınız hayırlı olsun
- İade-i ziyaret
Gibi, gibi, gibi…
Sen git.
Al gülüm ver gülüm, sanki!
O da gelsin.
Bu ‘gel-git’ler o kadar çok uzatılıyor ki; gerçekten de görevini yapmak isteyenlere büyük bir engel oluşturuyor.
İskenderun, geri götürülüyor!
Ama…
İskenderun, bunları hak etmiyor!
Burası İSKENDERUN!
Ucuz hesaplara taviz vermeyelim!
Velhasıl-ıl kelam…
Tam da ‘güçbirliği’ zamanı!!!