Aday oldu.
Seçildi.
Sonrası hemen hemen aynı!
O koltukta bir keramet var.
Seçim sonrası değiştiriverir oturanı!
Belediye başkanlığı koltuğu öyle bir koltuk ki; oturanın meslek yelpazesi günden güne artar.
- Mimardır
- Psikologdur
- Tarihçidir
- Mühendistir
- Uzmandır
- Gazetecidir
- Fırıncıdır
- Kuyumcudur
Bunlarla sınırlı kalmazlar.
Her şeyin başkanı da olurlar!
Dernek başkanıdır.
Oda başkanıdır.
Kooperatif başkanıdır.
Site başkanıdır.
Kulüp başkanıdır.
Bu nasıl bir ruh haliyse; aile, torun, tombalak bir anda kendilerini kentin en önemli insanları olarak her dalda gösterirler.
Peki ya belediye hizmetleri?
Orada durun!
Lütfettikleriyle yetineceksiniz!
Sakın eleştirmeyin!
Çünkü; en iyiyi kendileri bilir!!!
Nereye gitseler, nerede konuşurlarsa konuşsunlar tüm konuların uzmanı olmayı o kadar severler ki…
Be kardeşim!
Belediye başkanı mısın?
Bu sorunun cevabı çok kolay.
Halk, seni belediye başkanı olasın diye seçti.
Gerisi, tırı-vırı!!!
Elbette ki tüm sosyal ve kültürel çalışmalarla birlikte, sportif etkinliklere de tam destek verilmesi gerekir.
Ama, öyle değil!
Her yeri kendileri yönetecek!!!
Çok gördü bu millet, böylelerini.
Koltuk gidince ne olacak?
Sudan çıkmış balık gibi oluyorlar!
Önemli bir not!
Nadir de olsa bazı belediye başkanları işlerini hakkıyla yapıyor.
Onur timsalidir onlar.