Gündem çok yoğun.
Bir yorgunluk kahvesi içelim birlikte.
Hepimizin ihtiyacı var.
Nerden başlasak acaba?
Sohbetin tadını bozmayalım yeter ki!
Anılarımızdan.
Çocuklarımızın geleceğinden.
Sevgiden.
Büyüklerimizden.
Çiçeklerden.
Göremediğimiz güzelliklerden!
Mevsimlerin değişimini konuşurken, insanların da nasıl değiştiğinden birkaç kelam etmemiz gerek diye düşünüyorum.
‘Ahhh o günler!’ diye başlamayalım.
Canımız yanar o zaman.
Kendi ellerimizle yaptık her şeyi!
Neyse…
Kahvenin de tadı bir başka güzel.
Kokusu.
Rengindeki mistik hava.
Damak tadı.
Fincanın görüntüsü bile önemli.
40 yıl hatırı var, biliyorsunuz.
Ama…
Kiminle içtiğinizi bilirseniz!
İşte buraya bir nokta koyun!
Kahveye tat verenlerle içilen kahve ve yapılan sohbet, aynı zamanda kahveye verilen değerin de göstergesidir.
Yoksa…
Kahve de üzülür ve size eşlik etmez!
Ohhhooooo!
Konudan konuya atlıyorsunuz.
Kahkahalar.
Anılarınızda iz bırakanlar.
Sohbet, çok koyu.
Dedim ya…
Bugün, kahve sohbeti olsun.
Hafta sonu tatiline akşam saatlerinden itibaren başlayacağınızı düşündüğünüzde, kahve keyfiyle birlikte biraz da kendinizi ‘toprağın nadasa bırakılması’ gibi hissedeceğinizden hiç kuşkum yok.
Ohhh!
Mis gibi gerçekten.
Kahve falına bakmayı da unutmayın.
Derler ya:
‘Fala inanma, falsız da kalma!’
Şansınız bol olsun.
Kahvenin sırrı bu işte!
Afiyetle için.