Seçim hesapları alt-üst olacak.
Kimsenin garantisi yok!
Her yerde esen ‘Ben!’ havalarına aldanmayın sakın.
Kartlar yeniden karılıyor!
Birileri kazanmak için çabalıyor.
Birileri de koltuğu bırakmamak için her türlü hesap-kitap peşinde!
Cumhurbaşkanlığı seçimleri var.
Milletvekilliği seçimleri var.
Oda ve Borsa yönetim seçimleri var.
Muhtarlık seçimleri var.
Bütün seçimlerde; istisnaları bir tarafa koyarsak, koltuğu bırakmamak için daha büyük çaba sarfedildiğini çok net görüyoruz.
Ne var?
Bu ne aşk?
Neden?
Bu kadarına gerek var mı?
Ne için?
Ahhh şu koltuk ahhhh!
Hiç kimse bulunmaz Hint Kumaşı değil ki!!!
Seçim bu!
Seçimde aday olursunuz.
Çalışırsınız.
Demokratik haktır.
Sonuç ne olursa olsun.
Kazanmak da onur.
Kaybetmek de onur.
Bunun adı yarıştır!
Seçimlere aylar kala bile tüm seçimlerin ortak yönü; sahibini bekleyen koltuğa oturmak için her türlü alavere-dalaverelerin yaşanmasıdır.
Ama…
Evdeki hesap çarşıya uymaz her zaman!
Onun içindir ki; sadece demokratik bir yarış olarak değerlendirip hoşgörü içinde seçimlerin yapılmasıdır.
Dostça olsun.
Dayanışma içinde olsun.
Kardeşçe olsun.
Samimi bir havada olsun.
Olmuyor ama!
O koltuk var ya o koltuk!
Her şeyi yaptırıyor!!!
Israrla bir kez daha yineliyorum.
Gelmesini bilmek şeref, gitmesini bilmek ise daha büyük şereftir.
Sözün Özü…
Koltuğun esiri olmak, yanlış yaptırır!