Ah Arsuz ahhh!

‘Arsuz’
Allah vergisi bir güzelliği var.
Albenisi o kadar çok ki!

Denizi huzur veriyor.
Mükemmel kumsalı var.
Sahili harika.
Tarım arazileri bereketli.
Günbatımı âşık ediyor.
Amanos Dağları nasıl da gözalıcı.
Nehirleri gürül gürül.

Ne kadar saysak da üstüne ekleyeceğimiz o kadar değerleri var ki; işte böylesine bir kentin adıdır Arsuz.

Tarihtir Arsuz.
Hoşgörüdür Arsuz.
Sevgidir Arsuz.
Turizmdir Arsuz.
Aşktır Arsuz.

İskenderun’a olan sınırından, Samandağ ilçesine kadar uzanan Arsuz İlçesi’nin zenginliğini ne kadar sıralasak; güzelliklerini anlatabilmek mümkün değil çünkü yaşamak gerek.

Bir bir anlattım.
Arsuz’un geçmişini yaşayanlar çok daha iyi bilir.

Ammmaaaa…
Buraya bir nokta koyuyorum!
Ve…

Yazımın başlığını buraya oturtuyorum.
Ah Arsuz ahhh!!!

Belde belediyelerinden başlıyorum.
İlçe belediyesi olmasından sonrasıyla devam ediyorum.

Şimdiiii…
Arsuz’u beton yığınına çevirenlerden hesap sorulması gerekir!

Yol yok!
Altyapı yok!
Tesis yok!
Kaldırım yok!
Köprü yok!

Yok da…
Her yer inşaat tarlası adeta!!!

Turizm kenti, öyle mi?
Bir turizm haritası bile yok!
Evet!
Göz göre-göre Arsuz’un katlini herkes seyrediyor!

Hazine alanları talan edilmiş!
Ormanlık alanlar talan edilmiş!
Kaçak inşaatlar hiç durmamış!

Asıl mesele şu.
Yapanların yanına kar kalmış!!!

Bir türlü tamamlanamayan ve tam bir imar pilavına(!) dönüşen 1/1000’lik İmar Planı yüzünden Arsuz’un geleceğine bir darbe daha vurulmasına kim engel olacak?

Arsuz, bir turizm cennetidir.
Korumak için herkes elini taşın altına koysun!

Bir cevap yazın