İskenderun Palmiye Hastanesi Üroloji Uzmanı Op. Dr. Yusuf Diker, testislerdeki kanı boşaltan toplardamarların varisleşmesi olarak bilinen ‘Varikosel’ hakkında bilgilendirme yaptı. Varikosel saptanan ve sperm testinde ciddi sıkıntısı olmayan bireylere varikosel ameliyatı yapılmasına gerek olmadığını belirten Diker, bu tür vakalarda beslenme alışkanlığının düzenlenmesi, sigara ve alkol kullanımının kesilmesi gerektiğini söyledi.
Varikosel hastalığının ilerlemiş vakalarında erkeklik hormonu olan testosteron hormon üretiminde bozukluğa neden olabileceğini belirten Yusuf Diker, “Varikosel hastalığında, varisleşme sebebiyle toplardamarların kapak fonksiyonu bozulur, kalbe gitmesi gereken kirli kan ıkınma ve ağır kaldırma gibi durumlarda, testise doğru geri dönmeye başlar ve kan testis etrafında göllenir. Bu göllenme neticesinde testiste ısı artışı ve buna bağlı olarak sperm sayı ve hareketinde azalma, şeklinde ise bozulma ortaya çıkabilir. İlerlemiş vakalarda erkeklik hormonu olan testosteron hormonu üretimi de bozulabilir. Varikosel teşhisini koymak için, testis kesesinin muayenesi yeterlidir. Varikosel daha çok çocuk sahibi olamayan erkeklerin fizik muayene ya da ultrason tetkikinde tesadüfen saptanır. Varikosel muayenesi, oda sıcaklığında ve hasta ayaktayken; hem istirahat, hem de ıkınma halinde el ile yapılmalıdır. Varikosel normal erkeklerde yüzde 10-15 oranında, çocuk sahibi olamayanlarda ise yaklaşık yüzde 30 oranında görülmektedir. Varikosel teşhisinin ardından sperm parametrelerinin değerlendirildiği semen analizinin yapılması tedavide belirleyici olmaktadır. Sperm analizinde sorun saptandığı zaman varikoselin tedavi edilmesi gerekir” dedi.
“Varikoselin tedavisi, ameliyattır”
Varikosel hastalığının teşhis ve tedavi yöntemlerinden de bahseden İskenderun Palmiye Hastanesi Üroloji Uzmanı Op. Dr. Yusuf Diker, “Varikosel teşhisi yapılan bir kişide eğer sperm tahlilinde sorun saptanmış ise, eğer sol testiste ağrı varsa ya da testiste küçülme olmaya başlamışsa tedavi şarttır. Varikoselin tedavisi, ameliyattır. Tesadüfen veya ultrasonografide varikosel saptanan ve sperm testinde ciddi sıkıntısı olmayan bireylere varikosel ameliyatı yapılmasına gerek yoktur. Varikoseli ileri derece olmayan ve sperm değerlerinde çok belirgin düşüş olamayan hastalarda ilk tercih olarak yaşam tarzı düzenlemeleri uygundur. Bunlar; beslenme alışkanlığının düzenlenmesi, kilo kontrolünün yapılması, düzenli egzersiz, sigara ve alkol kullanımının kesilmesi olarak sıralanabilir. Bu hasta grubunda yeterli süre geçmesine rağmen çocuk sahibi olunamaz ise ameliyat gerekli olabilir. Yine bu kararı vermede çiftlerin ve özellikle kadının yaşı çok önemlidir. Varikoselin cerrahi tedavisinin ilk amacı sperm değerlerinin düzeltilmesi ve çiftin normal yoldan çocuk sahibi olmasını sağlamaktır. Bazı durumlarda normal yoldan çocuk sahibi olmaya yetecek kadar sperm artışı olmayabilir, ancak cerrahi sonrası yardımcı üreme tekniklerinin de başarısının arttığı bilinmektedir. Varikosel ameliyatı, kasıktan yapılan yaklaşık 3 santimetrelik bir kesi ile yapılmaktadır, eğer mümkünse ameliyat mikrocerrahi yöntemle kullanılmaktadır. Ameliyat sonrasında ortalama olarak sperm değerlerinde yüzde 60-70 düzelme olur. Ameliyat öncesi testosteron hormon düzeyi düşük olan hastalarda ameliyat sonrası hormonda düzelme beklenir” şeklinde konuştu.