Dost (muş)!

Bu nasıl bir bencillik furyasıdır böyle.
Ne anlayabilmek mümkün, ne de anlatabilmek mümkün!

   *     *     *

Yıllar öncesine gidelim.
Paylaşmasını bildiğimiz günlere.
Hepimiz öyleydik.
Sofralarımızı paylaşırdık
Yüreklerimizi de!

   *     *     *

Büyük bir sevgiyle ve saygıyla toplumun tüm değerlerini beynimizin her zerresine nakış gibi işlerdik.

   *     *     *

Birlikte ağlardık.
Birlikte gülerdik.

Soframız açıktı.
Ne güzel tablolardı bir hatırlayın.
Gelen yerdi.
Giden yerdi.
Komşularla aile gibiydik.

   *     *     *

Bütün bu değerlerin en önünde dostluk kavramı yer alır, birbirimize sıkı sıkıya sarılırdık.

   *     *     *

‘Dost’
Tek kelime.
Ama…
Anlamı sınırsız!

   *     *     *

‘Dost’
Fedakârlık demek.
Sevgi demek.
Kardeşlik demek.
Can demek.
Canan demek.
Saygı demek.
Kopmaz bağ demek.
Hoşgörü demek.

   *     *     *

O kadar çok şey demek ki…
Anlatılmaz, yaşanır!!!

   *     *     *

Dostluk bağları; bir-iki günlük değil, yaşam boyunca yürekten yüreğe bağlanan yüce bir duygu anlamını taşır.

   *     *     *

Eeeeee!
Dostlarınızı bir düşünün şimdi!
Süzgeçten geçirin.

Bir de…
Dost diyebileceklerinizi sıralayın.
Listeyi merak ediyorum!

   *     *     *

Ya; ‘dost’ diyeceksiniz.
Ya da; ‘dost (muş)’ diyeceksiniz!

Gerçekler acıtır bazen!
Dostça kalın…

Bir cevap yazın