Başkanım ben!

Bir koltuk.
Bir mühür.
Bir makam aracı.
Bir şoför.
Bir koruma.

Hatta…
Kimine birkaç koruma!

Eğer sadece bunların toplamıysa başkanlık, oraya bir robotu oturtsanız da hiç fark etmez.

Velhasıl-ıl kelam…
‘Başkan’ dediğin, başkan gibi olacak!

Ruh katacak.
Öngörüsü yüksek olacak.
Çalışacak.
Yeni projeleri olacak.
Dürüst olacak.
Hakkaniyetli olacak.
Kibirli olmayacak.

Ve…
Emanete hıyanet etmeyecek!

Hangi kurum olursa olsun, lütfen çevrenize şöyle dikkatlice bakın ve kıyaslamayı yapın.

Hangisi bunların neresinde?
Hangisi ne yapıyor?
Hangisi ‘Öncelik hizmet’ diyor?

Neyse!
Biz işin gerçeğine dönelim.

İşte belediyelerin durumu ortada ve hakkıyla başkanlık yapanları tartın!

Afra – tafralara bakmayın!
İcraatlara bakın!!!

‘Başkanım ben!’
Bu kadar kolay mı?
Geçin bunları!
Lafla peynir gemisi yürümüyor!!!

Kentlerin canlı olduklarını unutan bazı başkanların tek dertleri ‘imar’ ve rant!

Kentler beton yığınına dönmüş.
Yeşil alanlar katledilmiş.
Altyapı yatırımları o kadar az ki.
Sular akmıyor.
Trafik, tam bir cehennem!
Kimin umurunda?

Hep aynı nakarat:
‘Başkanım ben!’

Yok ya!
Gidin onu dondurma külahına anlatın!!!

Bir cevap yazın