Tırışka!

Kalıbına bakarsınız.
Ölçersiniz – biçersiniz.
Mesai harcarsınız.
Bazen de çok güvenirsiniz.

Bu yazıyı hafta sonuna doğru yazmamın nedeni; sizin de gözlerinizi birkaç saniye kapayıp, çevrenizle ilgili bir fikir jimnastiği yapmanız içindir.

Nasıl da geçiyor yıllar,
Bazen tatlı.
Bazen acı.
Bazen de hüzünlü.

Hele hele…
Hiç ummadığınız bir anda canınızın sıkıldığı anları hatırlayın!

Beklemediğiniz.
Toz kondurmadığınız.
Çok güvendiğiniz.

Hatta…
Yüreğinize sığdıramadığınız!

Nasıl desem ki?
Dost bildiğiniz isimler var ya!
Canınızı yakmayagörsün!

Canınızın nasıl yandığından çok, canınızın kimler tarafından yakıldığıdır sizi yıkan!

Açın gözlerinizi.
Birkaç saniye düşünmek bile uyanmaya yeter!
Gerçeklerle yüzyüzesiniz artık!!!

Yaşanması gerekiyormuş diye düşünün.
Elbette ki üzülürsünüz!
Yere de düşebilirsiniz!!!

Amma…
Konfüçyüs’ün sözünü hatırlayın:
“En büyük başarı hiçbir zaman düşmemek değil, her düşüşünüzde tekrar ayağa kalkabilmektir!”

Sonrasında daha güçlüsünüz.
‘Tırışka’dır sizin için artık onlar!!!

Tırışka!
Bildiğimiz tırışka yani!!!

Dandik mi desem?
İşe yaramaz mı desem?
Hıyar mı desem?

Hemen!
Hiç düşünmeden!
Mutlaka!

Hayatınızdan tırışkaları çıkarın!
Hayat çok kısa, çoooook!!!

Bir cevap yazın