Bu köşede.
Her gün.
Ne güzel de dertleşiyoruz.
Hoş sohbettir bunun adı.
Bazen gündem.
Bazen anı.
Bazen eleştiri.
Bazen neşe.
Bazen üzüntü.
Amma…
Samimi bir buluşmadır bu.
Gazetecinin; kamuoyuna dürüst, doğru haber verme görevi ve zorunluluğu vardır.
Yani…
Aslolan, gazetecilik ilkeleridir.
Bunun bilinciyle yazıyorum.
Kalemim doğrudan yanadır.
Dürüstten yanadır.
Yanlış yazmamaktan yanadır!
Elbette ki hatalarımız var.
Ama…
Satılık kalemimiz yok!!!
Türkiye’nin önde gelen gazetecilerinden biri olan Sedat Simavi’nin; 70 yıl önce genç gazetecilere yönelik “Gerekirse kalemini kır ama sakın satma!” öğüdü asla unutulmaz.
Gazetecinin kalemi neden mi önemli?
Okuyalım bakalım.
Adalettir.
Halktır.
Dürüstlüktür.
Onurdur.
Kamu vicdanıdır.
Haktır.
Hukuktur.
İnsandır.
Her eline kalemi alan ve yazanın ‘gazeteci’ olmadığını her dönemde olduğu gibi şimdi de görüyoruz.
Gazetecilik, meslektir.
Kalem de; sadece gazetecilik içindir.
Maalesef gelinen nokta öyle değil.
Kimisi şahsi menfaati!
Kimisi siyasi hesapları!
Kimisi tetikçilik!
Kimisi de başka işlerine yol için!
Mide bulandıran o yazılara baksanıza!
Hiçbiri de gazeteci değil ki!!!
Gazetecinin kalemi vidanjör olamaz!
Gerçek gazetecinin kalemi namustur!!!