‘Bayram’ı özledik!

Bugün de öyle olacak!
Aynı özlem cümleleri kurulacak.

Her bayram duymaya alıştığımız ‘Ahhh o eski bayramlar!’ cümlesiyle başlayan konuşmaları dinlerken, şöyle bir etraflıca düşüneceğiz yine.

O, eski sevgi.
O, eski dayanışma.
O, eski dostluk.
O, eski komşuluk.
O, eski kardeşlik.
O, eski samimiyet.
O, eski aşklar.
‘O, eski…’ diye uzayıp gider!

Ve…
O eski bayramlar.

Günler öncesinden başlayan telaş.
Cicili elbiseler.
Şeker.
Çeşit çeşit tatlılar.
Kolonya.
Bayram sabahını iple çekerdik.

Aileler biraraya gelirdi.
Mahalleli.
Konu-komşu.
Tanıdık-tanımadık.
Mutlu yüzler.
Huzurlu evler.

Nasıl bir koşuşturmaca.
Nasıl bir hareket.
Nasıl da bir sevgi yumağı.

Bayramlaşma görüntüleri unutulmaz!
İkram.
Peşpeşe yenen şekerler.
Peki ya bayram harçlığı?
Gitmedik kapı olmazdı.

Yani…
Her eve ‘bayram’ girerdi.

Yokluk yıllarıydı.
Ama…
Bayramda herkes tiril tirildi.

Sevinç.
Mutluluk.
Paylaşma.
Ve…
‘BARIŞ’ın simgesiydi bayramlar.

Yani…
Küskünlerin kucaklaştığı günlerdi!

Manevi bayramlarımız.
Milli bayramlarımız.
Tüm ülkemizi birbirine bağlayan.
Hem de…
Can-ı gönülden bağlayan.

Şöyle bir gerilere doğru gitsenize.
Gerçekten de ‘Bayram’ı özledik!
‘Ahhhh o eski bayramlar!’ bu olsa gerek!

Buruk da olsa…
Ramazan Bayramımızı yürekten kutluyorum.
Her günümüz ‘bayram’ tadında olsun.

Bir cevap yazın