Hadi biraz yürüyelim!

Nerdesin?
Hemen cevabı verdiniz.
Arkası gelir:
“Hazırlan geliyorum!”

Neden mi?
Sormaya bile gerek duymazsınız!

Düşünürsünüz.
Mutlaka sığınacak bir liman arıyordur!
Dostluk öyle bir şey işte!!!

Hepimizin hayatında mutlaka yaşadığımız böyle anlar vardır ve ‘dost’ yüreğine güvendiğimiz insanlar bizi beklerler.

Ne diyecek?
Derdi mi var acaba?
Çok mu sıkılmış?
Bu saate de aranır mı?
Şimdi zamanı mı?

Bu ve buna benzer hiçbir sorunun geçerliliği yoktur dostluk limanında ve sabırla beklersiniz.

Geldi.
Yüzünden düşen bin parça!
Belli ki canı sıkkın!!!

İlk cümlesi bellidir:
“Hadi biraz yürüyelim!”

Nereye?
Ne kadar süre?
Nerde?

Hiçbir önemi yoktur artık!
Sabırla yürürsünüz!!!

Hayatın karmaşası içinde zaman zaman çok bunaldığınız zamanlarda gerçekten sığınacak limanlarınız yoksa, boşa yaşıyorsunuz demektir!!!

Kötü günde de…
İyi günde de…
Dostluk böyle bir hazinedir.

Burada bir parantez açıyorum.
‘Rabbena hep bana’ diyenleri de geçin!!!
Sahtesini de geçin!!!
‘Gargamel’dir onlar!!!!!!

“Hadi biraz yürüyelim” dediğinizde tereddütsüz ve koşulsuz ve tek kelimeyle “Bekliyorum!” diyen dostlar biriktirin.

Ve…
Onların kıymetini bilin
Çok az kaldı, çok iyi bilesiniz!
Nadide çiçek gibidir onlar!!!
Kimsenin koparmasına asla izin vermeyin!!!

Bir cevap yazın