Vakit tamam, usta!

Neden?
İyice düşün artık!

Bazen yürüyerek.
Bazen koşarak.
Bazen de yorgun-argın!
Nereye gidiyorsun?

Peki, hiç düşündün mü?
El ele.
Omuz omuza.
Heyecanla.
Kiminle gidiyorsun?

Bir sorgula artık!
Yetti gayrı!
Yol göründü sanırım.

Git!
Arkana dönüp bakmadan git!!!

Yoksa…
Olacağını kestirmek zor değil ki!
Sen de yanarsın!!!

Ağlamadan.
Vefasızlığa kahretmeden.
Yüreğin yanmadan.
Vurgun yemeden git!

Hep derim ya;
‘Hayat, bir resim karesidir!’

Bırak da; yaşadıkların resim karelerinde kalsın ve gidebildiğin kadar git ki masmavi ufuklara yelken aç.

Aman ha!!!
Kırılsan da kırma!
İncinsen de incitme!
Yansan da yakma!

Aşık Veysel üstadın dediği gibi ‘Uzun ince bir yoldayım’ türküsünü seslendire seslendire git.

Gözlerin neden buğulu?
Bu dalgınlık niye?
Seni hep gülerken görmeye alıştık.
Nedendir bu kırgınlık?
Cevap vermeyeceksin, biliyorum!
Eeeeeee!

Vakit tamam o zaman!
Bazen gitmeli, taaaa uzaklara…
Yükü ağır olsa bile!!!

Bir cevap yazın