ABD’nin saygın gazetelerinden New York Times, 2020’de gidilmesi gereken 52 yer” listesinde Türkiye’den sadece Antakya’ya yer verdi. Tarih, kültür, mimari, gastronomi, spor ve doğal güzellikler bakımından değerlendirildiği listede Antakya 34. sırada yer alırken, gazetenin Antakya bölümünde, sıradışı bir otel olan ‘The Museum Hotel(Müze Otel Antakya)’den bahsedildi.
Hatay’ın tanıtımı için yoğun çaba harcayan Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, elde edilen başarıyı değerlendirirken, herkesi 3 semavi dine ev sahipliği yapan, 23 medeniyetin 13’ünün bıraktığı izleri geleceğe taşıyan ve mutfağındaki lezzetli yemekleriyle UNESCO tarafından Gastronomi Şehri ilan edilen Hatay’a davet etti.
New York’un Times’ın listesinde Antakya’nın da yer almasının büyük bir gurur kaynağı olduğunu söyleyen Başkan Savaş, “Katıldığımız her organizasyonda Yayladağı’ndan Erzin’e kadar sonsuz güzelliğe sahip şehrimizin değerlerini herkesle paylaşıyoruz. Herkesi bu güzellikleri yerinde görmesi için Hatay’a davet ediyoruz. Bitki çeşitliliğimizden yüksek yaylarımıza, yemeklerimizden uzun sahillerimize kadar birçok değerimizi gün yüzüne çıkarmak ve tüm dünyayla paylaşmak için daha çok çalışacağız. İnanıyorum ki 2020 yılı şehrimiz ve hemşehrilerimiz için bereketli bir yıl olacak. Şehrimizin gelişimi için emek harcayan herkese çok teşekkür ederim” dedi.
İşte New York’un Times’ın listesinde Antakya ile ilgili kısım:
Eski antik ismi Antioch olan Antakya, Türkiye’nin güneyinde Suriye sınırına yakın bulunuyor ve ziyaretçilerine zengin imkanlar sunuyor. Aziz St. Paul tarafından liderlik edilen ilk Hristiyanların merkezlerinden biri olan şehir; Hristiyanlığın ilk kiliselerinden birine yani dağ içine kayalara oyulmuş Saint Pierre Kilisesi’sine (The Church of St. Peter) ev sahipliği yapıyor. Ayrıca Arabistan dışında yapılan ilk camilerden biriyle birlikte Roma ve Bizans mozaikleriyle dolu bir müze de bu şehirde bulunuyor.
Sıradışı bir otel olan The Museum Hotel Antakya (Müze Otel Antakya), eskiden bir forum olduğu düşünülen, keşfedilmiş en büyük Roma mozaiklerinden birine sahip bir arkeolojik alan üzerine kurulmuş. 5 yıldızlı otelin temellerini kazarken Asfuroğlu ailesi, antik tarih açısından çok önemli katmanlarla karşılaşmışlar. Yüzlerce antik eser, M.Ö 300’ye ait şehir duvarları ve 4. yüzyıla ait mozaikler bu alanda bulunuyor. Bu alan şimdi çelik sütunlarla desteklenerek benzeri olmayan bir açık hava müzesi ve otel olarak hizmet veriyor. Ücretsiz olarak erişim sağlayabileceğiniz müzede, cam üzerinde gezerek alt taraftaki alanı inceleyebiliyorsunuz.