İMEAK Deniz Ticaret Odası İskenderun Şubesi’nin davetlisi olarak İskenderun’a gelen İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Sait Türkhan, ‘17. ve 18. Yüzyıllarda İskenderun’da İngiliz Tüccarlar ve Deniz Ticareti’ konulu seminerde önemli noktalara değindi.
DTO’daki konferansta Mehmet Sait Türkhan, İskenderun’un 1612 yılından bu yana Avrupalı tüccarların depoları, liman temsilcilikleri ile ana ticaret limanı haline geldiğini belirtirken, araştırmaları sırasında İngiliz milli arşivinde 17. Yüzyılda İskenderun’dan Londra’ya giden gemilerin konşimentolarına denk geldiğini ve bunları yazılarında kullandığını ifade etti.
Halepli tüccarların güvenli yollar nedeniyle İskenderun Limanı’nı 15. Yüzyıldan itibaren kullanmaya başladıklarını da vurgulayan Türkhan, 1596 yılında İngiliz tüccarların resmi olarak İskenderun’da Halep Konsolosluğu’na bağlı bir konsolosluk vekilliği ve liman temsilciği açtıklarını söyledi.
“Avrupalı tüccarlar faaliyetlerini İskenderun limanına kaydırdı”
Doğu Akdeniz’deki önemli ticaret merkezlerinden birisi olan Halep’e 16. yüzyıl ortalarından itibaren Avrupalı devletlerin tüccar ve konsolosların yerleşmeye başladığının görüldüğünü ifade eden Türkhan “Zira Halep, Hindistan menşeli emtia ile özellikle İran menşeli ve yakın bölgelerde üretilen ipeğin ulaştığı önemli merkezlerden biriydi ve Avrupalı tüccarlar özellikle bu mallara karşı ilgiliydiler. 1545’te Şam’dan Trablusşam’a taşınan Venedik konsolosluğu, 1548’de Halep’e taşındı. İngilizler ise ilk konsolosluğu 1583 yılında Trablusşam’da açtılar ve 1586’da bu konsolosluğu Halep’e taşıdılar. Fakat Trablusşam’da aşiretler arası sorunların artması, Trablusşam-Halep arası mesafenin uzaklığı, yol güvenliğini tehdit eden aşiretlerin varlığı ve özellikle bölgede yönetime hakim olan Seyfoğulları’nın Osmanlı merkezi idaresi dışında müstemen tüccara yönelik olumsuz uygulamaları gibi nedenlerle 1562’den itibaren Avrupalı tüccarlar faaliyetlerini İskenderun limanına kaydırmaya başladılar. İngiliz tüccarlar da 1593 yılından itibaren faaliyetlerini İskenderun limanına kaydırdılar. Bunun sonucunda da 1596 yılında da Halep konsolosluğuna bağlı çalışan İskenderun konsolos vekilliği açılmıştır. Aynı tarihlerde Fransız tüccarlarında İskenderun limanına geçmek için fırsat kolladıkları anlaşılmaktadır. 1594’te Fransa’nın Trablusşam konsolosu Jean Reynier, İskenderun limanını ziyaret ederek Fransız ticaretini bu limana aktarmak için arayışlara girişmiştir” diye konuştu.
“İskenderun, uluslararası ticarete merkezlik eden etkin bir liman olmuştur”
Avrupalıların tercihleri karşısında 1593 yılında İskenderun’da bir gümrük idaresi kurulmasına karar verildiğini de sözlerine ekleyen Türkhan “Trablusşam’daki Seyfoğulları’nın engelleme çabalarına karşın 1612’den itibaren İskenderun, Avrupalı tüccarların depoları ve liman temsilcilikleri ile ana ticaret limanı haline geldi. 1624’te İskenderun’da gümrük idaresinin etkin bir biçimde işlediği görüldü. 15. Osmanlı idaresi, İskenderun’da etkin bir idari sistem kurmak ve limanın güvenliğini sağlamak için 17. yüzyıl başlarında çeşitli tedbirler aldı ve Nasuh Paşa limanını kontrol altına almak üzere bir kale inşasına girişti fakat bu girişimler yarım kaldı. 16. 17. yüzyılda Halep’e, 18. yüzyılda ise Belen kazasına bağlı bir kadılık merkezi olan İskenderun, 17. yüzyılın ortalarından 19. yüzyıl başlarına kadar uluslararası ticarete merkezlik eden etkin bir liman olmuştur. İskenderun limanı, 18. yüzyıl boyunca Halep konsolosunun görev bölgesinde İngiliz ticaret filosunun ana ticaret limanı olarak kullanılırken, adı geçen diğer Doğu Akdeniz limanları mal temin edilen daha küçük, ara limanlar olarak kalmışlardır” şeklinde konuştu.