Çok az var.
Hani, ‘nesli tükenenlerden’ deriz ya!
Güzel bir ‘ADAM’ portresidir.
Kelimelerle anlatmak çok zordur O’nu!
Çok çalışkan.
Dürüst.
Mükemmel bir hukukçu.
Asil.
Gerçek bir vatanseverdir.
Türkiye’nin o zor dönemecinde Yargıdaki FETÖ yapılanmasını sona erdiren ana kadrodaki önemli isimlerden biri olan ve o dönem Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nda tarihi kararlara imza atan Mehmet Durgun, şimdi de Yargıtay’da da başarılarını sürdürüyor.
‘Görev verilmez, alınır’ diyerek koştu.
Hiç durmadı.
Evliya Çelebi gibi Türkiye’yi karış karış gezdi.
Yargı camiasına, tehlikeyi tek tek anlattı.
Ve…
Yargıda Birlik Platformu’nun gözbebeğiydi.
Tehlikeyi önceden sezenlerden biriydi.
Kararlı ve dik duruşuyla örnek isim oldu.
Sonrasında da bir kez daha tarih yazdı.
15 Temmuz hain darbe girişiminin ilk saatleri.
Hemen yargı camiasına çağrısını yaptı:
“Büyük Türk Milleti!
Hain, işbirlikçi ve şer güçlerin maşaları ülkemizde kaos, anarşi ve darbe girişiminde bulunarak, Türk Milleti’ne diz çöktürmek için hain planlarını oynamıştır. Türk Milleti en sert cevabı verecektir.
Yılmayacağız!
Yıkılmayacağız!
Türk Devleti’ni dimdik yaşatmak bizim namus borcumuzdur. Hak, hakikat ve Allah davamızdır.
Allah, milletimizi ve devletimizi korusun ve sonsuza dek yaşatsın”
Bu kadar net verdi mesajını Yargı camiasına.
İşte böylesine yüreklere kazınmıştır Mehmet Durgun.
Hemşerimiz.
Can dost.
Hatay Sevdalısıdır aynı zamanda.
Yargıtay’da da önemli bir hukukçu.
Ağabey.
Ombudsman.
Göğsümüzü kabartıyor Mehmet Durgun.
Yiğidin hakkı yiğide!
Hatay’ın gururu.
Türk Milleti’nin gururu.
Türkiye’nin gururu.
Mehmet Durgun, gönüllerimizin kahramanıdır.